Sen Git
öyle uzun
öyle ala karanlık bakma
yitik bir vaktin
vedasına çekerken son dumanı
soluğunda efkar hele kadranın
öyle sarma çilelere
yumağı karmakarışık akşam vururken göz çukurlarına
güneşi boğan makamın ezgileri açarken mezar büyüklüğünde çukurlar
gömülme göğüs kafesine
öyle, imansız bir saatte
mahpus yıldızlara sakla ölümü
hani zühre ile sevişir gibi
kumrular efsunlarken gökyüzünü
ışıktan bir yol düşür
dimağına karanlığın
avuçlarında saklarken o şık vedaları
kor parmaklarınla tutun
azrail saçlarına
yansın
sen git bir başına
o tarifsiz yolculuğa...
güzel ve içten ...tebrikler abicim yüreğine sağlık 😙