Sende Büyüdü Uçurumlarım
Önceleri
bir tutam hüzündüm
sesimden düşerdi kırık bir sonbahar
herkesten öte bir çırpınmaktı bu dünya
canına okurdu bakışlarım tüm cümlelerin
ben izlerdim.
Bir iç çekiş vardı gönlüme sıkışıp kalan
yakıp giderdi içimi acıtan türkü misali
içli bir kitabın son sayfasında unutulurdum
çığlığıydım kendimden kopan her bir parçanın
susmuyorken göğsümde çaresizlikten oluşan harfler
sarılamayacak bir yaraydı bu bilirdim.
Kaç tren istasyonu sığdırdım bekleyişime
ayak izlerimden aşikardı hep yaralarım
oysa çocukken
düşlerimden göğe salıncaklar kurardım
sende büyüdü uçurumlarım.
Yok sayamadım hissettiğim sancıları
ki insan en çok kendine kırılıyordu
sonra hiçbir şey
yarım kalan bir hikaye kadar acıtmıyordu
öyle bir yağmura tutuldum ki
ilmek ilmek yürek sızılarıma işliyordu
ve bilmiyordu kimseler
güvercinlerin umutla bakışlarımda uçtuğunu.
Anlamıyordu yarası olmayan yarası acıyanı
simitler atılıyordu bir vapurun göğüne
bir ömür heba oluyordu sevdanın peşinde
olsundu
ben yine seni seviyordum her şey ters giderken bile
çünkü biliyordum
seni kaybetmek tüm tınısını yitirmekti dünyanın
yenilmekti bir çift kahverengi gözlerine
ve seni yitirmek
yaralı bir kuş gibi çırpınmaktı
içimin senin hiç gezmediğin caddelerinde.
Sevmek güzel şey.Sınırı olmayan bir derya.Yüz yüz bitmez.Sevgi ile,selam ile.
İçimizdeki caddede hiç izi olmayan insanlar bir de bizi yaralı bırakmışlarsa; sevgiyi, vefayı, merhameti ne kadar hak ediyorlar diye düşündürdü şiiriniz Mustafa bey. Tebrik ediyorum. Akıcı bir şiirdi.