Sessiz Zafer

Kırgınlık bir kuyu değil,  

bir merdivenmiş meğer;  

her basamak,  

düşerken çıkılan.  


Sen geçtin,  

rüzgâr gibi,  

ben kaldım,  

ateş gibi.  

Üşüyen ellerimle  

kendi göğsümü ısıttım.  


Umursamazlığın,  

camdan bir duvar;  

arkasında duruyorsun,  

gözlerin başka şehirlerde.  

Ben ise o duvarı  

yüreğimle dövüyorum,  

parmaklarım kanıyor,  

ama sesim  

hâlâ senin adını taşıyor.  


Bir gün,  

diyorsun ya içten içe,  

“o da unutur.”  

Unutmuyorum;  

sadece acıyı  

isimlendirmeyi bıraktım.  

Artık ona “sen” demiyorum,  

“ben” diyorum.  


Küllerimden doğuyorum,  

evet,  

ama bu kez  

kanatlarım yok.  

Ayaklarım var.  

Toprağa basıyorum,  

ve her adımda  

senin yokluğunun  

izini siliyorum.  


Yarın,  

güneş doğduğunda  

ben hâlâ burada olacağım;  

ne seni bekliyor,  

ne seni affetmiş,  

sadece  

kendimi sevmiş  

bir adam olarak.  


Ve sen,  

uzaklarda bir yerlerde,  

bir sabah uyanıp  

içimdeki o sessiz yangını  

hissettiğinde,  

bil ki  

o yangın  

artık benim evim.  


Sen geçtin.  

Ben oldum.

09 Aralık 2025 140 şiiri var.
Yorumlar