Sıfat-ı Subutiyye

Benim katıksız sevgim,senin hırçın bakışların ve
Matmazel noralya'nın koltuğu...
Öldüler...
Düştüler sabahın beyaz gölgesinden,
Gömüldüler...
Atesler yalıyordu cehremizi,
Yağmur dizlerini ovuyordu gidişlerin.
Çürüdüler...
Ne aldıysak onu verdik toprak anaya.
Bir damla kan dökmedik ardlarından.
Öfkemizi, hıncımızı, kinimizi,
Gören olmadı.

Sıcak sularında kulaç atmak ölümün
Bir cehennem pratiği sayılmıyor
Dünyada yaşamakla.
Çağın dili kesik gibi gözlerin
Bir derinlik algısı.
Seccadenin ütü masası yapıldığı bu çağda
Susmak vacip olmuştur,
Ah,
Inananlara!
Biz,
Bütün sefil ruhlar aynı sudan içtik
Aynı kahpe kuyudan.
Tek bir ağıt yakmadık lanetine boşluğun.
Içimize attığımız çığlığı
Duyan olmadı.

Karıncalar serpistirdik semaya
Göğe dönük, boynu bükük avuçlarımızdan
Elimizde ters yüz olmus kadehler...
Delice fikir kaydı semadan;
Parmak uçları karıncalandı,
Nefesler vermek için alındı,
Bakışlar kurcalandı.
Gözlerden akan rahmetin akıbetini
-Bu çağda-
Bilen olmadı.

Ve bu çağda sevdiğim;
Gönül kan pompalıyor,
Kanat bir uçma organı,
Yildizdan lamba olmaz.
Bu çağda ölmek gerek
Yaşamak uğruna.
Kesin çamurdan bileklerinizi!
Gelmeyen gemiler aşkına!
Yanmamis yerlerinden jiletleyin
Aydınlığı
Yapay bir gölgenin altında!

Teslim olun: eller havaya!
Gören duyan bilen
Üçü de Allah!

26 Eylül 2016 99 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 7 yıl önce

    Bu çağda ölümün acısı

    Tez unutulur şair

    İyi bir şiir

    Kutlarım