Siz

dar geçitti aslında
belki başımızı eğip geçtiğimiz
ümmet değildik oysa, sizden bir parça
fare kapanında zulmün kuyruğuna sıkıştık

siz
memleketimin kötü tohumları
yanacak anızların arasından köşe bucak kaçışacaksınız
devran bir gün güneşe semah ederken

avuçlarınız olacak mı bilmiyorum
bilmiyorum ki dua eden dilinizi korkularınız lal ederken
avuçlarınız uzanacak mı gökyüzüne

eyvallah edenleriniz o musallada kaç kişi
kaç kişi helal edip gönderecek sizi o karanlık yolculuğa
şaşırıp kalacak mı saltanatın o indiğiniz ceylan derisi tabureleri

kim dolduracak
karanlık yüzünüzü hani hep gizlendiğiniz o mahzenden hani tüm maviler sizin iken
maden karası ruhunuzu kim gusül edecek

siyah kefenler içinde gözleriniz yarı açık
ilahileri de unutacak mısınız

o soysuz yalnızlığınız vururken mezar taşınıza
öldük biz diyecek misiniz

öldünüz siz evet
öleceksiniz

dudaklarınızdan akacak
öksüz sütleri

kabir değil hücre olacak
kemiklerinizin battığı dikenli toprak

gazabı
gazabınız kadar olmayacak belki tanrı'nın

bu yüzden utanacaksınız
meleklerden

medet ya diyeceksiniz
medet işkence ölümlerine, tırnak söktüklerinize

onlar
yürekleriyle sevdiler
af dileyeceksiniz, göz kırpacaklar

bir cigara tüttüreceksiniz belki bir zaman
kah kıyamette
kah arafat'ta
siz ağlarken nedametten, onlar yanaklarınızı okşayacaklar.



dar geçitti aslında
belki başımızı eğip geçtiğimiz
ümmet değildik oysa, sizden bir parça
fare kapanında zulmün kuyruğuna sıkıştık

siz
memleketimin kötü tohumları
yanacak anızların arasından köşe bucak kaçışacaksınız
devran bir gün güneşe semah ederken ...