Söz Fırtınası
Toz vaktidir zaman
Dil soluksuz, kalp mahkum, ruh yorgun
Savrulacağım ya "biraz kül biraz duman"
Estireceğim çırağı yanık duygularımı,
Kırık dökük pervazımdan
Yine bir gecenin yarısı
Koptu içimde söz fırtınası
Fonda gramafonumun o tiz vurumları
Başkaldıran mısralara gebe, akreple yelkovanım
Volkanik tebessümlerim kıvrım kıvrım
Ve ben yine rengimle münhasırım
Kırmızıyım
Kızıla çalan akşamların pamuk prensesi
Oyalı kentin basmakalıp masalları büyüttü beni
Naftalin kokulu aynaların yansıyan yüzünde,
Çağ bozumu hayallerime ağır aksak yürüdüm
Gelmeyen baharların papatyalarından taç yaptım başıma
Kırmızı mumlar da yaktım gelincik tarlasında
Parmak uçlarımda nar kırığı sancısı
Ayın gölgesinde oynattım, düşten kurma kuklalarımı
Hayâli kervanlarım da vardı, sıvanmamış balçıktan
Bazen karışıp aralarına, çıktığım da oldu kafdağının ardına
Saymadım gitmekle kalmak arası adımlarımı
Bilmedim gerçekler mi masaldı, masallar mı gerçek
Kimi kırmızı başlıklı kızıydım bir masal kitabının
Kimi kırmızı rujlu kadını tek baskılık bir romanının
Kambur zamanın, kalburüstü eleğinden elenen,
Bir avuç toz tanesi kadarım şimdi
İçimde kızılca kıyamet koparan o çocuk da olmasa
Çoktan kaybolurdum dilsiz vedalarımla