Sus Kuşları


Gölgeden ödünç alındı ilk cümlem,

suskun zamanların gırtlağından süzüldü sesim.

Lahzayı ikiye böldü soluğum

ne yana dönsem loş bir yokuş,

içimdeki sesin kireçleşmiş boşluğu.



Parmak uçlarımda biçare bir is,

kalbimi yonttu kalem, çoktan.

Bir su gibi eğildi üzerime gece,

soluğunda tereddüt yası.

Bir rüya kabuğu çatlattı beni

beyhude ne varsa aktı.

Ey mahfûz vuslat,

ey sus’a gömülenler...



Ellerim,

hâlâ sabâha dokunurken

unutulmuş bir ziya gibi,

bir kıyâmet lambası sönük.

Semâya bakarken unuttum

hangi kevn’din sen,

benden kaçıp sana sığınan kuşlar...



Pencere kenarlarına sinmiş bekleyiş,

seyrân dizilmiş cam rüzgârına.

Bir harfini andım,

lâl yutarken sus’a mühürlendim.



Cümlem sedâsız,

her şiirimden eksik bir niyaz.

Bir gülistan kurusu kaldı dudağımda,

limon çiçeklerinin kış fermanı çıkmıştır.

Yine de taşır lisanım

bir harfini

ezelden yarım kalmış bir mısrâ gibi,

ey mahbûb.



Ruhuma inmiş sus kuşları.

Bir parantez içi boşluk gibi gizlenmişsin.

Göğsümde büyüyen bu sessizlik,

bilinmez bir sırra susan

cevher


25 Kasım 2025 425 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar