T Düzeni

merhaba
merhaba
merhaba
T düzeni toplantı salonu
uç uca kanatlarını bağladığım kuşlar gibi
masanın etrafına dizmişsiniz koltukları
kırk yıl çıkmayacak kahve kokusu sinmiş
anaç bir koridor
gülümsüyor kapıdan
uzun çok uzun annem gibi uzun
sarıp, sarmalamış
göğsünün üzerine yatırmış
içi insan dolu odaları
nasırlaşmış topukları
bir o yana bir bu yana hizmetten




salonla aranıza giren odalar yüzünden
bir süre görüşmeyecekseniz
(gıybetçi kirli paspası da kaile almazsak)
boşluklarınızı ne doldurabilir ki ses den başka
benim nefesim ıslak ve buğulu
beyazı kirleten kalemimden de alamazsınız bir tüyo
öyle sonsuza giden çizgiler
ne altın araba nede gümüş tekerlek
beni yıpratanların bıraktığı ince ince izler
anlatmadıklarımla kalsalar
ah kalsalar
ben kapatsam, sizde açmasanız
ben bildiğiniz
dünyaya açılan şeffaf bir pencere değilim




dörtgenliğinize olan saygımdan
gözlerimi benden alan flu aydınlatmanızla ilgilenmedim
şimdi bir milyon cümle işsiz
bir milyon çocuk ölmek için sırada
belirtemediğim milyonlarca trajik çatlak içimde
onlarla istatistik yapmıyoruz
dört inanç aslında tekilliktir
bunu da mı hatırlamıyoruz
kirişlerinizde çello çalan bir sinek
uzun süredir
gözü üzerimde gözüm üzerinde
iş yoğunluğunu görünce kanım çekildi
bay toplantı salonu
ben bu iş mülakatından nasıl firar ederim sizce?