Teatral Hava / Duygu Patlaması

Simültane mi,
Yoksa eş zamanlı mı kurban!

Kafamda milyonlarca kaçış yolculuğu
Bekleyişiyle çekip gidemeyiş arası,
Birine doğru ilerlerken diğerine yılankavi.

Yoksa hayat,
Unutkanlıklar göstererek hizaya mı sokuyor?
Gerçekler ve zorluklar gelip dayatınca
Hangi prestijin hesabını anlatayım sana Angeline...

Yazıyorsa yüreğim ayaküstü
Kapında ceylan bakışlı soylu bekleyişim
Gel hadi acısıyla, duasıyla
Şerefi, şanı, şöhreti çıkarayım bedenimden.

Kentleri kuranlar;
Neden kadınları da kurup,
Düzenleyip,yönetmesinler!

Ya yılan gibi,
Arı gibi,
Hep erkek gibi sokanlar,
Hak edilen kraliçelik makamına oturtamadım mı?

Ah ahh...
Seyirciye bağımlı
Ortalığa saçılı vermişiz,
Duruşumuzdan nefes alışverişimize kadar
Her biri miras,
Masum vede tertemiz
Ki narin omuzlarda taşınmış
Kalplerde yaşasın diye kurulmuş hayaller.

Önce kızsa da
Anlayacaktı rahmetli tatlı dilli Eulalie.

'Güven itimat!' diye söylenmişti ya,
Sen geçiştirdikçe onunki tedirginliktendi

Dişlerinin arasından
Tükürür gibi homurdanmıştı
Yazılmazın diye o kara bahtını tutan eller.

Asilzadeliğe ait derken, bu nasıl bir vaat,
Ah bu nasıl bir onurdur azizem!

Bizimkisi talihi sorguya çekilmiş
Kazanırken kaybetmekten,
Kaybederken kaybetmekten
Nöbet kulesinde beklemek gibiymiş.

Hayat kısa bir fonda SON diye yazılmış
İffetli namuslu tanrıya sadık seçilmiş
Yüzleşildiği anda paramparça dağılmış.