Üç Nokta
seni  ne zaman düşünsem
 yükseklik korkum   derinleşiyor    
dipsiz bir denizin  renksiz  suyuna karışıyorum
 sen ben ve aşk    üç noktaya dönüşüyoruz
 
sensizlik ölüm halim oluyor
sevinç ve  kederin hurcunu    sırtlayıp   bir gece vakti     
 ve  karanfil kokusu dudaklarına karışarak  
 süzülen 
 sessiz bir sal  gibi yola düşer  vedam
minarelerden  el sallar  sela 
 
 ölümüne istedim  seni ve öldüm
 omuzlardan gelen  dalga  sarsmasın  beni
 incitmesin  anlamsız ve suskun   o  salda uzanan tenimi 
toprak  
ateş  
ve  sudan
 bir öpüş   mührü bas  ki  dudaklarımın ucuna :
 şaşırsın     musalla  
 
 
sen ben ve aşk 
 duyguyu içeren  bu üç noktadan 
bir yazının cümle sonlarına hep   yorgun düşeriz  
aşk  incinir
nereye saklansak    hangi imgenin içine sığınsak  ayak izimiz  olur  sözcükler
yüreğimize vurulur  zincir   
kavuşamıyoruz tandaki kan kızılım 
aykırı kalmaktır  bu  
 nokta gibi yalnız yaşıyoruz
 tenimizde   buz dağları  sıralanıyor 
ve sonsuz tane   noktaya uyamıyoruz    
uyamıyoruz 
 
içimde gizlenen  sana dair her hevesim
kömür kalem  reflünde    yakıyor boğazımı   
 gül yüzünü uzatıyorken
 kırmızı  gül,  gül  değil  gülüm
 ölümün kızıl  kadehini     hangi aşığa sorsan  içmiştir  ayrılıkta  
 bakışındaki   bütün ışıklara  mahcup   oluyorum
 
  kavuşamadı çıktı   hesabın neticesi   bu    üç nokta  
 artık   bana mehtabı  sorma  
 gözlerindeki gece ışıltılarını sorma
 gözlerim  artık bende değil ki                          
 bedenimse  şimdiki  yurdum  gibi  darmadağınık
kovdum   ekin  hareli  saçlarından hasat almamış   ellerimi  
 dilime  gelince 
 kanlı bıçaklıyız artık  
 
barıştıracak sensin  beni benimle










sağolun sait bey güzel şiirdi
bedenimse şimdiki yurdum gibi darmadağınık kovdum ekin hareli saçlarından hasat almamış ellerimi dilime gelince kanlı bıçaklıyız artık
barıştıracak sensin beni benimle
yurdunada sevdalı olana selam olsun...selam olsun türküleri kör bir ustura ile dilinden söküp ateşe atabilene... emeğine. yüreğine .sevdana selam olsun şair...
â??... ve sonsuz tane noktaya uyamıyoruz uyamıyoruzâ?
Birleşemeyen, kavuşamayan bu üç noktanın, benzer, kuvvetli ve yaşamına etki eden neden; aykırı / farklı olma, mısra başında;
â??kavuşamıyoruz tandaki kan kızılım aykırı kalmaktır buâ? diyor şair, sonsuz tane noktaya uyamamak, kalabalıklar içinde bir sığınak bulamamak, zira fark edilir, yürek ateşi yayıldı mı, izleri belli eder,
â??nereye saklansak hangi imgenin içine sığınsak ayak izimiz olur sözcükler yüreğimize vurulur zincirâ?
Üç nokta birleşse, yaprakları daha diri ve on deniz renginden daha kıymetli bir kızıllığa bürünecektir belki, ama ah o â??demi devranâ?
â??kurtlar daldı dallarına, bilecek mi kırmızıgül, bu ne büyük bir endişe, ölecek mi kırmızıgül?â?
vakitsizliğimiz af olsun,
kutlarım can/dan...
şiirin daha girişde yüksekliyor sesi ve öyle ince,öyle vurucu konuşuyor ki etkilenmemek mümkün değil...
tebrikler...
secgiler.
içimde gizlenen sana dair her hevesim kömür kalem reflünde yakıyor boğazımı gül yüzünü uzatıyorken kırmızı gül, gül değil gülüm ölümün kızıl kadehini hangi aşığa sorsan içmiştir ayrılıkta bakışındaki bütün ışıklara mahcup oluyorum
okudum okudum okudum
hoca ne mutlu yeniden okumak
ne yazmalı ki?
hürmetle
sevgiyle kal...