Üç Ölü
/Gölgesi olmayan kendinden emin söğüt ağacının,
Ufak,riyakar yele kanıp sille tokat dövdüğü,
Burası bir oda bir yalnızlık evim,
Burası yeşil geceye açılan mezarlığın yanındaki,
Derin mabedim...
Sensizliğimle kanattığım duvarlarının,
Ortasında çatık kaşlı aynadan aksi yansıyan,
Gündüz körlüğü...
Birde yastık altı hasretlerinden oluşan fotoğraf albümü,
Yanımda bulunanlar
Ardında kalanlar./
Bak gördün mü uyandım aniden yine,
Kan ter içindeyim,
Soluklarım birbiri ardına koşuşturuyor,
Bin bir gece kabusları peşimde,
Birazdan yakacağım cigaranın faydası olmayacak,
Faydası olmayacak,
İntihar düşüncesinin usulca dokunmasının
Ellerime.
Yıldızlar neden bir bir kayboluyor gök yüzünden?
Martılar neden bir bir susuyor denizden?
Onlarda mı umarsızlığı sevap saymış,
Küsmüş sevdaya,
Yoksa!!!
Onlarda mı hasret birilerine.
Zamansızlığımdan belli bir süre sonra bir tını duydum.
İç Hesaplaşma:
''Bir ses duyduğuma emindim demek sen geldin.''
''Ne söyleyeceğimi bilsen de evet ben geldim.''
''Senden çektiğim kadar cüzzamdan çekmedim.''
''Lakin korkan hep sendin gitme diyemedin.''
''Yalan günahtır bunu unutma ben asla korkmadım''
''Evet korktun,sen mum alevinden dahi korkarsın.''
''Öyle olsa aşkın deli yangınına üryan dalmazdım.''
''Söyleyemedin...''
''Ah yakıyor asit gibi göz yaşlarım benliğimi,
Evet haklısın söyleyemedim.''
''Korktun...''
''Evet hem de en ürkütücü karabasanlardan daha çok korktum,
Gitme dememe rağmen gitmesinden korktum.''
Dünya bir an avucuna alıp salladı beni,
Kendime geldiğimde bulamadım yanımda,
Vicdan denen muhasebeciyi,
Zift gibi yapıştı üzerime paslı anılar,
Güç attım dışarıya kendimi...
Derin bir ürpertinin gardiyanlığında mezarlığa yürüdüm,
Üç ölü vardı orada,
Üç ölüyü konuşurlarken gördüm...
Birinci ölü...
Artık kimsenin gelmemesinden yakınıyordu...
İkinci ölü...
Yerinin rahat olmamasından feryat ediyordu...
Üçüncü ölü...
Diğerlerinin çok konuşmasından çıngar çıkarıyordu...
Bir lahza sonra dayanamayıp gülmüşüm,
Üç ölü kulak kestiler benim olduğum tarafa,
Çaresiz çıktım karşılarına...
Konuştum;
''Yahu sizde amma ettiniz dert mi bunlarda,
Ben yaşarken ölmüşüm...''
Yaşarken ölmek!! Bende az ölmedim.. Ama değmeyene ölmemek lazım..Güzeldi.. Tebrikler.. 👍
Derin bir ürpertinin gardiyanlığında mezarlığa yürüdüm, Üç ölü vardı orada, Üç ölüyü konuşurlarken gördüm... Birinci ölü... Artık kimsenin gelmemesinden yakınıyordu... İkinci ölü... Yerinin rahat olmamasından feryat ediyordu... Üçüncü ölü... Diğerlerinin çok konuşmasından çıngar çıkarıyordu...
Şairim,bu şiirle bir kez daha Metin Çalışkan farkını koydun ortaya.Her zaman ve hep yürekten tebriklerimle.👍👍
Dünya bir an avucuna alıp salladı beni, Kendime geldiğimde bulamadım yanımda, Vicdan denen muhasebeciyi, Zift gibi yapıştı üzerime paslı anılar, Güç attım dışarıya kendimi...
Metin o kadar güzel kurguluyorsun ki şiirleri insanın bikez daha bi kez daha okuyacağım diyesi geliyor ..
Tebriklerim ve sevgim kalsın sayfanda.. dAHA nicelerinde buluşmak umuduyla... 😙😙😙👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
Her zaman söylerim..
Kurgu da üstüne tanımam senin..
kutlarım
/Gölgesi olmayan kendinden emin söğüt ağacının, Ufak,riyakar yele kanıp sille tokat dövdüğü, Burası bir oda bir yalnızlık evim, Burası yeşil geceye açılan mezarlığın yanındaki, Derin mabedim... 🤐
bu neydi gecenin bu vaktinde metin😲 geceme şiir düştü vallahi🙂 çok güzeldi çokkkkkkkkk👍 kutlarım can kalemin kelamın dert görmesin inşallah.
👍👍👍👍👍