Vav Makamında

Vav Makamında

I. ELİF’TEN VAV’A — AŞKIN DOĞUŞU

Ten savunur kendini

anılar takvimiyle,

Tarihimizin tozlu sayfalarının

yerini tutmaz pürüzsüz okyanuslar bile.


İç denizinde kalmalı

ilk aşkın rafı,

ilk aşkın lafı,

ilk aşkın gafı.


Kalp çok sevmişti,

akıl üzmüştü sadece.


Sargısız kırıklarımız vardı o vakit,

sahil kumları gibi un ufak,

ama ne çabuk tenimize yapışıyorlardı.


Bakir gördüğün o kumsala,

hakir bir adımla pişmanlığımız

dokunurdu.

Keşkelerimize sevdalanırdık,

ilelebet eyvahlarımızla.


II. AYRILIŞ — NEFSİN ÇATLAMASI

Vav makamı sözleri tutmak

uzatır ellerimizi birbirine.


Bitiş değiliz dünyada

kalbini al gel,

bu bizim muhakememizdi.


Kaybolan sesin istediği nedir

Kayıp bir düş değil mi ki yosunlar,

kime lime lime parçalanır,

kime sarılır?


Bulunca sen de onun yanına gel,
istemsizce dalga dalga sahilde.

Başka kim olabilir

böyle tükenişi tutkuyla kucaklayan?


III. FENÂ — YOKLUĞUN KIVRIMI

Güneş yüzünde bir Vav makamı,

baktıkça arzu edilen...


Ama ölmesek keşke.


Adı konulmamış bir aşkla

sevebilir misin beni?

Doğarken de batarken de dönüp durur

taze sabahlar eşiğinde bir sevda.


Biz yine bir Vav makamı,

zikirlerinde dönüp duran sözlerle yürüyoruz.

Haklısın,

bu yüzden anlamıyorsun.


Sessizlikle öldürme, ne olur.

Ay yüzünde bir Vav makamı,
baktıkça,

gerçekleşen.


IV. BEKÂ — ERMEK VE BÜTÜNLÜK

Yüzünde harman yeri Temmuz,

hasatları kanlı, terli taneler.

Mükellefiyeti Vav damlacıklarıdır.


Bir tohum sana mı soracak yeşerirken,

kaybolan hasat mevsimini bana mı

soracaklar?


Bilmez çağlayan dereler

belki de onlar bile

benim özlemimin yön olduğunu hiç bilemeyecekler.


Biz olduğumuz gibi,

aynı pencereden baktığımız

yollar patikaysa da

ben yürürüm.

Sen asfaltı meşru kıldın mı,

kestirmeden?


Hayır,

benden önce sevdiğin nergisleri

takip ediyoruz.


Bu yoldan çok yolcu geçti,

ama ben ömrümü,

ömrünün en güzel yerine koymak

derdindeydim.


Vav makamında uzan gönlüme;

istemsiz cana damar,

su gelmediği vakit kuruyan o yerde de

vadedilen,

ölümün kavşak tutan arsızlığı da

bugünümde;

sen olup keser yolumu.


V. SON SÖZ — BİRLİK VE ZAMANIN ÖTESİ

Buna isyanda bu güllerim,

ama yarınların vukusunda da

sırr-ı vahdette temaşa eder

vücudum.

Vav makamında

sen, sen, sen, sen, sen,

uzanır gider yalnız sen.

Sana sormadan kaybettiğim kendimi

unuttum gibi,

boşlukla değilim artık.


Sen sıkarken kurşunları

hiçliğin zirvesine,

unutmak istediğin düne karşı,

ben bizli dünler biriktiriyorum.


Sensiz kalamam, anla.

Ama benden çok fazla seveceksen,

bana yine, yeniden,

her zaman gülebilirsin.


Gülüşün,

Vav makamı eşiğinde.


Tcpassenger_ierdoğan

20.10.2025 / Ankara

26 Ekim 2025 85 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • Elif dimdik olmayı sembolize ederken vav eğilmeyi, tevazuyu... gibi düşündüm. İnsan sevip sevilirken yüreğini eğmeli sevdiğine ki; yürekler birbirine eşik olsun, ayna olsun, denk olsun. İnsanın sevdiği sevildiği için esnek, yumuşak, şefkatli, merhametli olması onun dimdik duruşunu etkilemez. Eğilip bükülmeden dimdik olmak aslında sevgili karşısında vav olabilmeyi de kapsıyor. Elif ve vavdan şiirin diğer kısımlarına geçemiyorum bile şair. Öyle derin mevzu..Yeniden selamlar ve tebrikler. Güzeldi şiir.🌾✍🏻