Vicdansıza Veda Çivileri

Üzülürüm yıkma kalelerimi, savurma kumlarımı
Yel değmez, ıslanmaz kumdan düşlerim

Düş l erim peşinde... Düş erir peşinde...
Çatırdar ellerim, zihnim, fikirlerim de

Dalga seslerinde ararım yankılarını
Balık olmuşum, bırak! yırtarım avuçlarını

Suyum kurumuş, çırpınmalarım nefessiz
Gülme çaresizliğime, oltayı atan edepsiz

Anahtarı yok bu kilidin, dönmez yerine
Çilingir öleli yıl olmuş, sövme ismine

Topuklar ıslanmış, kan olmuş revan dört yanım
Pıhtısı sana, dem tutar kahvelerin, şaşarım

Kaç sene kalacak bende hatrın, muamma
Kaç ömür bedel gidecek, her bir yudumuna

Hayallerim çoktan taş kesilmiş, dünyamda
Duvarlarda büstün, tenimde kabartma

Her taşın altında elim, yalnızlık pek zalim
Öfkenin şahına tutuklu, acır ellerim

Tohumun atılmış sineme, kendimden önce
Tut ellerimi, bak! yüreğime inat etme

Filizlendin içimde, daimilik haktan
Dalların sarmalasın, çiçeklenip yanaşsan

Soyutlandım ismine, ses olup akarım
Anlamazsın diye, hüzünlenip korkarım

Lüzumu yok kalbimin, duygusal aldanışlarla
Beynime beklerim seni, sessizlik adabıyla

Sen zahmet etme, ben yürürüm sevdiğim
Kimsem varlığın, sevildiğim anılar yetim

Melekler kan kaybediyor, ruhum kalkmaz yerinden
Tanrı faturasını kesmiş, almak ister yüreğimden

İsyanım beklenir, cennetim mühürlenir
Cehenneme gidebileceğim, dilinle belirlenir

Hangi gülistana, benzetebilirim resmini
İklimim sahralaşır, uzatmayınca ellerini

Güneş, Yıldız, bulut veyahut ay haresi
Nasıl cüret etsin, benzemeye çehreni

Bakma sen öfkelendiğime, en içten
Izdırabım vakfeder, yüzündeki sevinçten

Aşkı, saadeti, her şeyi versem de ellerine
Noksan akıl eremez, muradın böylesine

Müsterih ol sevdiceğim, nasıl olsa giderim
Ayrılık zordur, lakin erzağımdır dertlerim

Dinledin yâr, vaktin çaldım, özür de dilerim
Anılmayı pek sevmem, gidince, kafidir şiirlerim

Dertli OLGAR selam eder, her gönül sahibine
Vicdansıza meyletmesin, güvenmesin servetine

Kasım 2009