Yağmur

Gri sokakları arşınlıyorum

Bir rüzgâr paçalarıma yapıştı

Tozkoparan gibi

Ama değil


Avuçlarım sımsıkı

Avuçlarım kilit altında

Bir fitne yumurtası gibi

İçlerinde terle karışık yağmur


Kesif is kokusu

Ciğerlerimden gelmiyor

Ciğerlerimden gelse tanırım

Kanla karışık bir yağmur


Süslü sözlerin hepsini çalıp

Mezarlarına kaçmış şâirler

Köşebaşlarından sırıtıyorlar

Bana kalan kırıntılarla

Ne yapabileceğimi merâk ediyorlar


Bayat kırıntılar hayat kurtarır

Kaç aç çocuğun avuntusudur

Azlığın mimârları,

Yokluğun tanrıları

Kırıntılar onlar için

Birer tuğla, birer damladır


Karanlık korkusunun giremediği

Saçak altı karanlıkları

Ana kucağı gibi şefkâtli

Yağmur olmayınca hatırlanmazlar

Ne de olsa insanlar vefâsızlar

Hep bundan ötürü

Hüzünle karışıktır yağmur


Hüzün,

Kirli duvarlara vuran

Solgun, titrek, sarı bir gaz lâmbası ışığı

Islak sokaklara vuran

Solgun, titrek, sarı bir sokak lâmbası ışığı

Pencereye vuran

Solgun, titrek, sarı bir akşam güneşi ışığı


Hüzün,

Solgun, titrek, sarı

Bir veremli yüz

Bir uykusuz çocuk

Bir dermânsız âşık


Yağmur bunca şeyi taşırken

Nasıl düşmesin?

10 Mart 2019 228 şiiri var.
Yorumlar (5)
  • 5 yıl önce

    Günün şiirini ve şairimizi kutlarız

  • Yağmur hafızasıdır çünkü zamanın. Tebrikler Oğuz şairim.

  • eski 'forum'ların haşarısı romantiğe düşmüş ..) ''Yağmur bunca şeyi taşırken

    Nasıl düşmesin?'' işte sihirli cümle.. al düşenleri yerden heybene ekle..

  • 5 yıl önce

    Hoş geldiniz Oğuz bey yine yeniden