Ya(kı)nma
Simetri hastası bir evrende
eğri asılmış bir tablo ömrüm...
Dokunma ey insan!
içimdeki ölü doğaya su verme!
fesleğenlerin yaz ikindisine öykünüp,
yeni kopmuş bir gelinciğe solarsın sen de...
Sandılar ki; su taşıyor
delik deşik bir kalple sefil adam.
Yüreğimden geçiriyordum oysa
süzerek sendeki aşkın suretini
temizleyebilmek için insan yanımı.
Çekebilir mi,
takvimlerin sessizliğini bekleyiş?
ölüm seksek oynarken yıllarımın boş arsasında
alnımda kaç bin yılın ayak izleri...
Çıplak anılarımı çakırdikenlere sar!
yalınayak sal düşlerimi aldanışın patikalarına
duyuldukça acısı tapsın yaşama hayvan yanım...
Sokulma ey insan!
Bir yanılsama çıkmaz sokağımdaki albeni.
Savaşla aldatıyorum çoktandır içimdeki sevgini...
Nisan 2009 /İzmir
kalemine yüreğine sağlık hocam saygı selamlar
Bu arada, Şiirkolik ailesine kocaman bir "Eyvallah!" diyorum.
Sevgili Gürbüz, evet bu bir şiir. Hem de ayakları 'Eylül'e basan... Hem de düşlerinden hançerlenmiş... Ve hem de tomurcuk karanfilleri filizkırana yakalanmış... Solucan gibidir gerçek şiir; her dizesinden kendini yenileyebilir, her imgesinden yeni şiir doğurabilir...
Hep orda kal; tam şiirin içinde...
her bir dizesine, verdiği ilhamla şiir yazabileceğim güzel bir eser... tebriklerimle.
bir örnek:
'bir yanılsama çıkmaz sokağımdaki albeni'
al beni götür onbeş yaşıma eylül'e düşmüş ilk gençlik çağıma o onurlu kadınlarıma bilge çocuklarıma ''geçemeyecekler'' deyip direndiğim barikatlarıma al beni götür kuşatılmış yurduma
beni kurtarılmış bölgelerimden öp segili!..
"Simetri hastası bir evrende eğri asılmış bir tablo ömrüm..."
Sanırım pek çoğumuz aynı hislerdeyiz,
İnsanız sonuçta iyi kötü herşey bizler için keşke kötü yanları temizleyebilsek..
Kutlarım Eşref Bey..
Selamla..