Yanık Masalın Çocuğu

Gökyüzü, devrilmiş bir kazan gibi
Ateşin rengiyle yanıyor üzerimde.
Kırmızıya bulanmış bulutlar
Her patlamada kalbimin içine düşüyor.

Kırık bir pencerenin ardında
Çocuk gözlerimden akıyor gökyüzü
Her yıldız, düşen bir kardeşin adı.
Yıkık bir duvarın gölgesine sığınıyorum
Yüzüm tozla boyalı,
Gözlerim yanık cam parçaları gibi

Gazze,
Gecenin kucağında ateşten bir beşik sallıyor.
Yoksulluğu dizine almış bir çocuğun,
Her telinde yas taşıyan saçlarından sessiz bir Hüzün dökülüyor.
Kalbim, dibi görünmeyen karanlık bir kuyuya düşmüş gibi.
Her patlamada biraz daha derine itiliyorum
Nefesim taşların arasına sıkışıyor,
Umutlarım kül olmuş ekmek kokusu gibi havaya Karışıyor.

Ben çocuğum
Ama değilim...
Bilyelerim yok artık
Yerine avuç dolusu şarapnel biriktiriyorum.
Ellerimde ise hâlâ sıcak bir hayal kanıyor.

Sokaklarımız,
Ayak basınca fısıldayan bir ağıt koridoru
Adımlarım yere değmiyor
Her taş bir ismin son nefesini taşıyor.

Evlerimiz vardı…
Duvarları ninni, kapıları umut kokardı.
Şimdi
Her duvar kararmış bir çığlık,
Her pencere cansız bir göz gibi bakıyor dünyaya

Gazze’de sabah olduğunda gökyüzü,
Uyanmış bir mendil gibi sarkıyor şehrin üstüne
Duman, güneşin yüzünü karartırken
Bir çocuk avuçlarında kırık bir masal taşıyor.

Sokaklar,
Basılmış bir fotoğraf gibi soluk
Her köşede rüzgârın sürüklediği
Küçücük ayakkabılar yere sessiz çığlıklar bırakıyor.

Gökyüzü, mavisi dökülmüş kırık bir oyuncak artık
O çocuk sakladığı son gülüşüyle
rüzgâra “beni unutma” diye fısıldadı.

Bu ağır suskunluk
Mezar taşı gibi bastı küçük omuzlarına.
Ayakkabıları hâlâ dünün çamurunda,
Ama ayakları bugünün karanlığına mahkûm.
Annesinin kokusu duvarların altında
babasının sesi göçen bir minarenin kalbinde.

Ve o çocuk,
Yıkıntıların arasından
Kendi gölgesini taşıyan bir yetim gibi geçiyor.

Oyuncaklarım sorulursa
hepsi bombaların altında sustu.
Artık elimdeki tek oyuncak
Kardeşimin o soğuk bedeni…
Sallıyorum kucağımda,
belki uyanır diye
Ama gözleri boşluğa bakıyor.
O boşluk, içime çöken kara bir uçurum.

Annemin duası göğe varmadan
Boğuluyor dumanlarda.
Gözyaşlarımız birleşiyor;
Bir denizi kaldıracak kadar ağır,
Ama bir kalbi yaşatmaya yetmiyor.

Ben çocuğum…
Ama artık susuyorum.
Çünkü sözlerim yaralı.
Çünkü sözlerim öldürüldü.
Bu sessizlik, benim son çığlığım.
Dünya duymuyor.
Dünya görmüyor.
Dünya… benimle birlikte ölüyor.

Susuyorum,
Çünkü sözlerim de vuruldu.
Susuyorum,
Çünkü gözyaşlarım da öldü.
Ve bu suskunluk,
Dünyanın vicdanına gömülmüş
Bir kıyamet ağıdıdır.

Gazze’de bir çocuk ölürken,
Gazze’de bir çocuk susarken,
Gazze’de bir çocuk göğe bakarken…
Dünya da ölür.
Dünya da susar.
Dünya da gömülür
O çocukla birlikte...

21 Kasım 2025 27 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar