Yâre

acının yüzünde babasız bir keder taşırdı çocuklar

sen gelirdin, bir elinde rüzgarın kundağında sallanan düş

diğerinde denizle müjdelenmiş bir sabır

omuzlarında suskun erzurum'un taşra akşamları
gözlerinde, yitip giden yolların hicranı


isyanın fısıltısıydım ben o vakit

elimde eski bir fotoğraf

ki gülüşünün rüzgarda yankısı var hala


“gel” desen, sararım cümle zamanı senden yana


her sabahın puslu tenhasında

ismine yazılmıştı martıların mektupları, hatırla

yakasına çiçek taksan hani, bahar gelmez sokağına


tütünsüz çekilmeyen bir akşamüstüydü

yüreğimde hudutsuz

ciğerimde yersiz yurtsuz bir bulut taşırdım

her yağmurda sen gelirdin, gider gibi

kaldırım taşlarına sinerdi eski bir zemheri

aynı saatte, aynı köşe başında beklerdim


dudağında yıldızlardan bir kıvılcım

ellerinde fırtınayı terbiye etmiş bir rüzgar

kalemimin ucunda gökyüzü taşırım bu yüzden

yeryüzünde gülmedi yüzümüz, halimiz perişan


ellerimde göğe kanat çırpan bir umut var ki

eylülü sırtlanmış gibi

sesinde kırık bir ney

pencere önünde suskun begonyalar

nerede unuttuysak, orada kaldı bahar


sesinde uzak denizlerin çağrısı

sessizce, bir şiirin kenarında oturur beklerdim

sürgünden henüz dönmüş türkülerin

adına hasret deyip, yakasına papatyalar iliştirdim


sen gelirdin, gider gibi

bir elinde rüzgarın kundağında sallanan düş

diğerinde denizle müjdelenmiş bir sabır

gözlerinde, yitip giden yolların hicranı


eski bir taş konaktan kopup gelen

ney iniltisi kurar şimdi vuslatı

mağrur bir ıssızlıkla çökerken

ulu çınarın gölgesi kalbime
deniz fısıldar içimde gizli kalan vakitsiz sancıları


yitik çocukların mahzun bakışını taşır içimde aşkın
cehennem ateşi gibi yanar hala yüreğimde adının hülyası

27 Kasım 2025 152 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar