Yazının Turası
Gazete köşeleri toz duman son günlerde,
Farkı fark ettirecek kalem erbabı nerde ?..!
Medya dilbazlarının yapay gündem ibresi,
Artık silah hükmünde, güdümlü kalibresi...
Belagat şehvetiyle coşar his fakiri zan,
Üslubu tırmandırır dağcı meşrep lafazan.
Havanda fikir dövüp zayıf algıya sunar,
Kendi kusurlarıyla başkalarını kınar.
Gurk tavuğu horozca tavlayan tiratlarla
Öter, lakin uçamaz kütelmiş kanatlarla...
Günü birlik şarj eder embesil hayretini,
Buza harf kazımakla tüketir gayretini.
Tazıdan iyi koklar kanlı canlı damarı,
Çıkarlarına perde hamakat istismarı.
Hiç laf ebeliğiyle derya doğurur mu dağ ?..!
Kobay neyine yetmez, kellim kellim la yenfağ...
Kuyruğunun ucunda kedi tartar o fare,
Durmadan eksik arar, aklına gelmez çare...
Kurutma kâğıdının üstüne baskı sözler,
Cirmi kadar olsa da, düştüğü yeri közler...
Bir an bile düşünmez cümlenin iffetini,
Okura ciro eder kötümser zilletini.
Yazıdan kastı para, turaya baktığı yok;
Sanki bir yazarkasa, vicdanı taktığı yok...
Olumsuz fikirleri algısına kündedir,
Sahibini vuracak bumerang hükmündedir.
Böyle yazarcıkların ismi kalıcı olmaz,
Oysa, gerçek 'kalem'in mürekkebi hiç solmaz.
Her konusu can siper bir yürek yolculuğu,
Üslubunda yer almaz söylem çapulculuğu.
Yazdıkları aslında içtenliğine delil,
Önsözüyle sonsözü ana fikrine kefil.
Asla tenezzül etmez fiskos namertliğine,
Sinsi kovuculuğun sözde cömertliğine...
Vicdanların mihengi, tefekkür mimarı O;
Cemiyetin yüz akı, bengisu pınarı O.
Kari susuzluğuna fikir sakası Yazar,
Yazdıkça mutlu olur, mutlu oldukça yazar...
* Kellim kellim la yenfağ : Konuş konuş fayda yok
Yazıdan kastı para, turaya baktığı yok; Sanki bir yazarkasa, vicdanı taktığı yok... Bu tiplere sonradan türedi denilir.Günümüzde o kadar çoğaldı ki ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz.Bunlar da mı insan?Dedirtecek çinsten.Bunlara laklak bülbülleri diyorum.Yüreğinize sağlık.Sevgiler.😙😙😙😙😙😙