Yeryüzünün Efsunlu Tanrıçası
Bu aralar önsözsüz kitap gibiyim
anıları içine hapis etmiş
bir çivinin uçunda duvara asılı,
siyah, beyaz bir resim gibi
ardımda kalan yaşanmışlıklar
gidilmeyen yolların uzaklığı
aklımı kurcalayan deli sorular
içimde hâlâ ölüme kafa tutan bir kentin direnişi var!
Hayat kavgasında çok yara almışsan eğer
yara aldığın yerden, yürekten
ardına bakmadan gitmen gerek derdi annem!
bu yüzden sessizce gittim ben
kırmadan, dökmeden
kırılarak gittim!
Gün olurda, bir ince sızı voltalarsa solunu
bil ki
anıların isyana duruşudur
fırtına vurmuşsa düşlerine
ardından gelen yağmurda sırılsıklam kalmışsan
derinden bir iç çekip,
gözlerin dolu bakıyorsa gurbet bildiğine
unutma!
bütün kavgaların ardında büyük sevdalar var...
Bilirsin;
oldum olası bahara büyüktür sevdam
yeniden doğuşun simgesi
tabiat ananın mis kokulu doğumudur
papatya kokulu baharlarda
yüreğimi mesken tutan devrim'e daha da çok özlem duyarım
hayata kafa tutan asi, direngen kadın olurum yine yeniden...
Dedim ya;
bütün kavgaların ardında büyük sevdalar var
ben yine yılmadan
devrimci gülüşümle
gül kokulu hayallerimle kavganın ön saflarında olacağım
sana söz.
Çünkü;
ben anneyim
güneşi doğuran
yeryüzünün efsunlu Tanrıçası, devrimci kadınıyım
bana yılmak, yıkılmak yakışmaz ki!