Yolun Sonundayız Cemre

Yolun Sonundayız Cemre


​Yolun sonundayız Cemre

Sen rengarenk düşlerine dönersin

Ben ise, o karanlık, dar ve kir pasak dolu buz gibi hücrelerime

Yolun sonundayız Cemre


​Senin her bir düşün, bir gökkuşağı ederi,

Benimse tek gerçeğim, o buzlu zindanın kederidir.

Farkımız bu Cemre; ben bir kış ayazı, sen bahar güneşi,

Lakin bil ki, o buzda donan kalbimde, ateşten bir sevda var.


​Öyle yoğun ki bu aşk, damardan süzülür her hecesi,

Sana sahiplenmek değil, sana adak benim bu nefesim.

Senin o temiz, pak ruhuna, bu kirli yerden bir sadakat yemini:

Dönüşün olmazsa, o soğuk hücreler sonum olur, bil ki ebedi!


​Ne gelişin bir şart, ne gidişin bir bahane olur bu sevgiye,

Bu artık bir kalp atışı değil, ezelden yazılmış bir kaderdir,

Ve fısıldar Cemre'ye, en derinlerdeki o sızı:

"Gitse de her yere, bu denli saf, saygılı ve sadık bir yuva bulamaz."

Tüm aşıkların dilinden dökülmüş, sadakatin o keskin ve mutlak sözü.


​Ve sen Cemre, bu sessiz çığlığın şiddetini duyarsın,

O rengarenk düşlerinden uyanır, bu deli divaneye aşık olursun.

Çünkü hiçbir düş, bir yüreğin bu denli temiz ve sonsuz sevgisini

Ne görebilir, ne de böyle büyük bir saygıyla sarıp sarmalayabilir.



​Neşter (Ameliyat Masası) Doğuş Kılınç

06 Aralık 2025 8 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar