Yüreğimin Kırıntıları
Aslında bu sahipsiz bir ölümdü,
Bu bir fermandı.
Gözlerim gözlerine sığınan,
Sahipsiz bir ölüydü,
Kaşlarınsa mezar taşımdı.
Ve gecelerimin hükümdarı,
Yalnızlık en meçhul yoldaşımdı.
Ruhumu acıtan kalabalık şehirde,
Yalnız ve sensiz kalmak.
Bu sensiz şehrin bir yerlerinde,
Ağlamaklı hüzünlü bir yürek vardı.
Şehrin loş ışıklarında yıkılan,
Sevgiye aç yalnız duruşları vardı.
Gelirsin diye beklerken,
Yarım yamalak bir türküydü yalnızlığı.
Sanki yalnızlık,
Karanlık kapılarıyla üstüne kapanmıştı.
Amansız acılar içinde,
Sığınmasızdı,
Savunmasızdı / sahipsizliği.
Ah Yar!....
Ben ölümü yitirdim;
Sense ömrü yitirdin.
Seni sensizken bile sevdim .
Karanlığa "ışık" olmak,
Adınaydı savaşlarım.
Meğerse;
Yalnızlığın diğer adı ,
Aşka karşılık bulamamakmış.
Bunu geçde olsa anladım.
Senin yokluğuna dokundum,
Yüreğimin kırıntılarına,
İçim yandı...
Sensiz odamın çıldırtan sessizliğinde,
Sana seslendim duyarsın diye.
Yankısı döndü dolaştı,
Kendi sesim yine bana ulaştı.
Anladım ki / senin kapıların bana kapalıydı.
Anladım ki / beni hiç bir zaman duymayacaksın artık.
Şimdi sen kaçılamayacak kadar yakın,
Ve tutulamayacak kadar,
Uzak bir yerdesin.
Şimdi sen başka yollarda,
Bense yalnızlığın kıyılarında.
Sanki adresini yitirmiş sokaklar gibiyiz.
Arada sırada meçhullere de düşer yolumuz,
Fazla sürmez,
İki adım ötede vurulur düşlerimiz.
Şimdi ben göçmen sevdalarda konaklıyorum,
Turnalara eş, terk ediyorum baharları.
Cümleler, mecaz takıntılarını giyiniyor üzerine.
Bir an olsun, düşmüyorsun gözlerimden.
Sürgüleri çekilmiş sana hasret yüreğimin,
Oysa kılıcım çekilmemiş kın´ından.
Her bir karesi zapt edilmiş kalelerimin !
Şimdi sen söyle sevdiğim yokluğun kaç asır ?
Ah be yar!
İki çıkmaz sokak değil mi adresimiz?
İki yalnızlık türküsü,
Yüreğimizin ahu zarında duyulan.
Bam teline değen bir tını değil mi sevdamız?
Ellerin de terk ediyor bendeki seni,
Yaralı baharlar sunamam artık sana,
Sana hasret ellerimden de kirli bu dünya.
İsyanlarım kendime,
Yalanlarım kendime,
Günahlarım kendime...
Ödüyorum bedelini yokluğunla.
Sadece bir faniden ibaret değil ki bu kirli dünya.
Ben olmasam da olur hani ya.
Yatıyorum boylu boyunca kara toprağa,
Sokulmuş kıyılarıma,
Ecelim soluklanıyor yanımda.
Katransı geceler düşüyor içime,
Hüzün çöküyor gözlerime.
Dar geliyor bana sokaklar,
Sığınmalarım çoğalıyor kendime.
Bırak tutma artık sen de ellerimi .
Sana hasret ellerimden de kirli bu dünya.
Hadi Koy şimdi sensiz / ben yalnız çürüyeyim.
Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda,
Hiç bitiremediğim
Bir şiir olarak kalacaksın..
Ah.şiirlerin dalgını
Ah..Bakışı nazlım
Ah..z/aman/sızım...
Ya yorum yazmadan geçemedim açıkçası bu güzel şiiri nasıl tarif edebileceğimide bilmiorum.Hani bazen deriz ya bakmaya doyamadım diye, buda öyle bişey okumaya doyamadım çok güzeldi tebrik ederm.
Tebrikler..................
bencede hiç bitiremediğin bir şiir olarak kalsın kimse bitiremediğin bizde böylece okuyabilelim yeni şiirleri.yüreğine sağlık.çok güzeldi.sevgiler....
yüreğine kalemine sağlık abim
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
Sevgili Işın abi ve dostlarım sanırım bu sefer az da olsa tavında oldu şiirim :)...
Ne yapalım usta değiliz ama onun yolunda ilerleyeceğiz bıkmadan usanmadan sıkılmadan.
Hepinize sevgilerimi sunuyorum.