Yürüyelim mi 2

Söyleyelim

yalnızım çıkmazların kıyısında

insan bazen, gözlerini açmak istemiyor sabaha

bitmeyen bekleyişlerimle buradayım.


Ayak sesinden tanıyorum terk edişini

oysa kaç gidişe şahit oldum kalarak

içimle bile dertleşmedim çoğu zaman

bir sokağın sonundaki çıkmazım

muamma ne zaman biteceği içimin kışının

insan kelimelerle iyileşirken ben yaralandım.


Hiç unutmadım yangınlarda bırakılan ellerimi

insanların içinde insanlığaydı muhtaçlığım

bir araya hiç gelemeyen harfler var kadınım

söylesene, biter mi alfabesi acılarımın...


Haykıralım

onca uzaklıklar varken aramızda

ben hep seninle aynı uzaklara bakabilmeyi düşledim

bir anıya tutunmak gibiydi bu

varlığınla binlerce yokluğu susturdun sen

güldün, ne kadar da içli bir haykırıştın hayata

sen benim dönüş bileti olmayan yolculuğumdun.


Kirpiklerime takılan hikayelerden bahsedeceğim sana

gözlerimin saatlerce tavana asılı kaldığı gecelerden..


İç çekişlerimin yankılanışını duvarlarda

defalarca ıslanan yastık değişmelerimi

kaç kez pencerede buldum kendimi

korktum duyacaklar diye rüzgarda savrulan sesimi

ben en iyi bildiğim yollarda bile kayboldum

izlerine rastladım, incindiğim her yerde sevgili...


Uslanalım

hani sabahı olur da güneşi doğmaz ya bazı günlerin

yerini yadırgar bazı çiçekler

sen benim içimin mevsim geçişiydin.


Gün geçtikçe sevinçler büyüttüm kederlerime

aynı şehirde olup da ayrı sokaklara sarıldım

iki dudağının arasına ne kadar yaşamak sığdırabilirse insan

o kadar koştum umutla her kapı çalınışına

bir yangını tutmak gibiymiş ellerini tutmak anladım

sana, kendimi, yeniden anlatmalıydım.


Bütün özleyenler adına sımsıkı sarılacağım bir gün

seninle yakınlaşacağım kendimle aramı açtıkça

hangi mum küser ki eriyor diye karanlığına söyle

zaten hep

çarpa çarpa büyümüyor mu insan sağa sola...


Kaybolalım

bir şiire sarılır gibi kitaplarda

gökyüzünde bulutları aralayıp bakarcasına

yerini yadırgamayan bir seyyah gibi

sesimizin buğusunda ıslanırken bir şehir

eksiltip sevişmelerden tüm yorgunluklarımızı..


Hiç konuşmadan dokunup yüreğimizin bam teline

azaltıp yokluğu varlığımızın yamacında

koparıp bütünden yarımlığımızı

yeniden doğar gibi sımsıkı sarılmalarımızla

bas beni bağrına...


Öpüşelim

nemlenmiş fotoğrafların mutluluğunu eksiltip

yalnızlığımla kalabalıklaştırdım seni sevmişliğimi

her tebessümünde büyüdüm

iki kişilik umutlar yeşerttim ömrüme

ikiye böldü bütün karanlığımı bakışların.


Seni anlamanın seni yaşamaktan geçtiğini gördüm

hüznünü sırtladım seni içimde bırakmanın

sana koşmalarım en uzun yolculuğumdu

kaç sokak dolaştım, hangi kapıyı çaldımsa

ben her defasında sana soluklandım...


Büyüyelim

ihtimali olan tüm yol kesişmelerinde

köprü olan gelişler, köprü yıkan gidişlerde

göç zamanı kanat çırparken kuşlar

kıyıya yanaşırken bir geminin limana umudu

bir adım kala hep uçurum kenarlarına

bir şarkıyı tam ortasından unutur gibi..


Üzülüşünde ipi kopan uçurtmaların

düşlerine yürüyen herkesler kadar

hep gün batımlarına denk getirilir özlemlerim

bu keder ikimize de yeter sevdiğim.


Ver ellerini,

gidelim..!

03 Mayıs 2023 324 şiiri var.
Yorumlar (4)
  • 12 ay önce

    Mustafa;şiirlerini severek okuyorum ,

    Kutlarım.

  • Tebrikler üstadım kaleminizi kutluyorum yüreğiniz dert görmesin nice şiirlere Sonsuz saygılarımla

  • 12 ay önce

    Güzel şiire selamlar...

  • 12 ay önce

    Gayet içtenlikle yazılmış bir şiir olmuş Mustafa Hocam. Tebrik ederim. iki kişilik umutlar yeşerttim ömrüme

    ikiye böldü bütün karanlığımı bakışların.