Zamana Yenik Bir Serencamdır Ölüm...

Bitimsiz yıkıntılar dolmuş her bir yanım
Gözlerimde hapsolmuş bakışlarının azad bilmez mahpusluğu
/Şimdi düşlerde kalmış bir tortudur,yalnızlığa yenik sürurum
Eski mutlu günlerden damıtılmış buruk acılarım gizli
Etmem yinede suizan ,elde kalan bir avuç anı şimdi
Tesellisi yok, münzevi bir teslim oluştur zamana...
...
/Adı yok veda değmeyen apansız gidişlerin,ardından
zemherisiz ayaz şimdi gönlüm, elinde perişan\
Üşür titrer kan akıtırken gözyaşım, ömrüm talan
...
Sonbahar gazeli gibi sürünür şimdi yüreğim
Yolların ıslak kayganlığında savrulur hayat
Kül rengi akşamlarında doğar zul yalnızlık, Ay'a inat
/Sabahın gece gölgesinde azad ettiğim, firar uykularım
Sensizliğe mahkum olmuş yürek nezaretinde\
Bezgin, yorgun savaşlardan ! stabilize hayatın özleminde...
...
Varlığının yoksunluğunda, ruhum yerle yekzan,
Ketum sancılar biriktirir yüreğim şimdi sensizlikten
Gece yarısı telaşlarında yalnızlığım
Duasındayım artık vuslata aç bir sevdanın
Başıboş, fütursuz saatlerinde zamanın...

Girdabında boğulurken her seferinde,
Akıntıyla sana sürüklenmek...
Hüznü doldurup şişeşlere, hüzzamla sarhoş olmak
Sarhoşluğunda ters düz edip şarkıları, isyan etmek
?' Sazlar çalınmaz artık Çamlıcanın bahçelerinde''
?'Bülbül sesi yok şarkıların nağmelerinde''
Şarkılar yalan! Şarkılar kırık! Gönlümde...

Dayanmanın had noktasında artık ecrim bilirim
Bilirim sabrın denendiği yerdedir aşkım
Her kendime çekilmelerimde binlerce kez çırpınsamda
Nafile, teslim oluyorum sen(siz)liğime esirinim

Zamana yenik, melal gönlüm....
.....Ummana sığmaz yaşım ... ...
....... Ölmek zamanı! artık bilirim
..........Dönüş yok bu seferden
...........Serencamdır son nefesten
.............düşen ruhum değil, senken
.................Sabaha çıkmaz geceden!