Zamanla Beş Gerçek
Birinci gerçek : suç
Tuna Boyu'nda gecelerin boyu kısa
Babaları kayıp çocukların öyküleri uzun
"Soya Dönüşlü" soykırımlı bir ZAMAN'da
Ölüm geldi kapımıza haykırdı usul usul...
İkinci gerçek : ihanet
Diyelim ki bir akşam vakti
günlerden Salı
aylardan Ocak
çocuğun mavi gözlerinde
mavi rüyalar hasreti
ZAMAN duracak...
Diyelim ki bir akşam vakti
yılların bin dokuz yüz seksen beşi
akşam yemeğinden evvel
sofrada bismıllâh bile diyemeden
evsiz edecekler seni evinden...
Üçüncü gerçek : isyan
Bu gece yıldız yok Mecit Tabiye'de
ne de kızların gülüşünden bir seda Silistre'de
ve Dobrucam
boğulurken bir kıyım selinde kan revan
çarmıha gerilmiş ağlamakta ZAMAN
mezar taşları kırılmış gömütlükte
feryat ediyor sükût içinde yatan...
Kıyamet günleri gelmiş değil
Çocuğun isyanı bitmiş değil
Dördüncü gerçek : ibret
Önce çocuklar kalacak Silistre'de
sonra deli divane olmuş bir öksüz ZAMAN
bir yol var
gidelim mi dostlar?
Bir yol güneye
güneşe
bir yolculuk yalınayak,çırılçıplak
size değil çocuklara sözüm
çocuklar aldanmasın
aldanmasınlar
olsunlar birbirlerine el ayak...
Beşinci gerçerk : umut
ZAMAN,a sarılıyorum ZAMAN'a
yolum varıyor Asya bozkırlarına
aşıkları dinliyorum toylarda
atalarımın öyküsü
üç kıtada koşan atların nal sesi
seyrana çıkmış kızları görüyorum
kızlarla gelinleri
atlarıyla yiğitleri
boz yeleli atlarıyla geliyor Türk illeri...
Seni düşünüyorum seni
Dobrucalım,Deliormanlım,Rodoplum seni
nerene gizledin bunca derdi?
Nerene?
Yüreğin nasıl çatlamadı kahrından
Tuna yalısında çırpınırken ZAMAN
ve ümidim sensin
sen ümitsin ey çocuk
gözlerin demet demet çiçek
gözlerin ışıl ışıl
gözlerinde binbir dilek....
gelmiş geçmiş bütün peygamber ve azizlerin hüsnükabul ve hüsniniyet buyruklarına rağmen
isa'dan bin dokuz yüz seksen beş yıl sonra
ve tuna boyunda ve dobruca'da ve deliorman'da ve rodoplar'da
binlerce türk'ün köyü,evi,bağı,bahçesi kuşatıldı tankla,topla,tüfekle,askerle...yolu,suyu,rızkı kesildi,
müslüman adlar değiştirildi hristiyan adlarla
ve direnenler oldu ve tutuklananlar oldu ve hunharca öldürülenler oldu
ve sığınabildiğim kucaklayıcı Zaman'a yakarıştır bu şiir...
ve ocak ve 1985 ve silistre ve amin!
Bu gece yıldız yok Mecit Tabiye'de ne de kızların gülüşünden bir seda Silistre'de ve Dobrucam boğulurken bir kıyım selinde kan revan çarmıha gerilmiş ağlamakta ZAMAN mezar taşları kırılmış gömütlükte feryat ediyor sükı»t içinde yatan...
sizi okumak ve bilmek gerçeği
dünü
bugünü
yarını anlamak,
hep nazım tadı verdi bana şiirleriniz,
ah zaman
bu devran döner
çark döner
hocam hürmetle ve sevgiyle kalın...