Ziyansız

Ziyansız döndü arkasını durağa
Mavi göğe daldı kalmamak için
Vedası busesini öksüz bıraktı
Bir daha ona dönmemek için

Yürüdü köprü üstünden, Haliç parladı
Yaşları gözüne karıştı aktı asfalta
Eridi güneş, yığıldı ayaklarına
Kara suları su bastı ansızın ve ziyansızdı

Kapısını kapadı, camlardan filler girdi
Tek gözüyle tavan, yatağa bakıyordu
Hemen köşede yaşlı bir kitaplıktan
Eski analog fotoğrafıyla o düşüverdi

Ne güç, ne kuvvet o noktada derinlik,
Algısını yitirmiş avare bir vücutla,
Genç bir adamın omzuna çöküp kaldı
Bir ses, neydi o?
Fotoğraf mırıldanıyordu

Portreler, tek kare, zilyon anı ve artık antika...
Uykuda dişlerini gıcırdatır duvarlar
Şimdi sessiz ve sakin zannettiği her nesnenin,
Zilyon tane anısı var

Homurtuyla çekip gidiyor kapı, tokmak düşüyor
Azılı zaman, azı dişleriyle kaplana dönüşüyor
Ayna yüze bakıyor, göz aralığında birikintiler
İyileşmekten nasiplenmiyor ruhtaki illetler

Ve lakin gözün perdesi aralanıyor tekrardan
Sarkıyor akrep yıllardır saklandığı camdan
Zehriyle kirletiyor her yeri, duvarlar uyandı...
Bıçak yerine yerleşti, sol yan nasıl dayandı?

20 Haziran 2017 200 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (3)