Zorbalık Üzerine Mücrim Kargabüken Sözler
vaktiyle içimin kuytularında
kaderin bize ettiği
gidi mücrim kargabüken bir sızıydı
umut gibi, savaşın ortasında büyüyen
ki kader değildi bu
öfkeyle karışık sadakat taşırlarken yüreklerinde
düpedüz, zorbalıkla dayatılmış bir yangını büyüttüler
suskunluklarını kelepçe gibi takmıştır onlar
aynı bozuşmuşlukla çatkın hezeyanlara sığındılar
şimdi ise yitikliğini, müfsit çapa bozan
yortmuş külte fısıltılarıyla örtmeye çalışıyorlar
hakikat bu ya, yine köhne kurnaz döven
serkeş tımar bükü nidalarıyla boğulurlar
teselli aramam bu yüzden bakışlarınızda
masumiyetin altında kaldı ayak izleriniz
sonra ateşten korkup, çocukları katlettiniz
içinizde kaynayan o müfteri övünçlerle savurdunuz onları
büğrü zıpkınlanmış gençlik kaldı bir tek geriye
çarparak gölgelerinize, ağzı bozuk tüccarlar elinde
yeni şehirler icat ettiniz
toynaklı, yavşak savaşların galibi var sandınız
babası belirsiz küfürlerimizle karşılık vermiştik size
anlamadınız, anlamayacaksınız
