Parçalanmak

Parçalanmak


Böyle umutsuz değildim ben, ne böyle karanlık, ne de bu kadar kendinden geçmiş.

Benim de yüzümde tebessümlerim vardı, inan bana...

Hem de binlerce.

Hatırlayamasam da...

İçindeki sıcaklığını anımsıyorum hala.


Kırgın mı...

Kırgın da değilim, inan bana...

İçimdeki duygu kırgın olmaktan çok bambaşka.

Kırılmak nedir diye sorsan bana, artık işlevsiz ve geçersiz bir kelime derdim sana.

Parçalanmak...

Ah o parçalanmak yok mu...

Sanki geçerli tek şey artık hayatta.


Gerisi...

Gerisi de...

Parçalandıktan sonra kalmayan şeymiş avuçlarında.


Yine yargılıyorsun beni...

Sanki hiç denememiş gibi...

Sanki hiç çabalamamış gibi...

Sanki yalan söylüyormuşum gibi bakıyorsun gözlerime hala.


Oysaki bir meleğim vardı benim...

Kanatları kağıttan olsa da.


Hatırlarım...

Yağmur yağınca hüzünlenirdi ama asla ağlamazdı eriyip giden kanatlarının ardından. Kaldırımlarda sürüklenirdi kanatları, o yine de umudu kesmezdi uçmaktan.

Ve her seferinde, o beni, ben onu

tutup çektik uçurumun kenarından.


Ama...


Sonunda ben oldum, öldüren onu da.

Bir gün uyanıp inancımı kaybedince...

İşte o zaman ağladı yağmurla eriyip giden kanatlarının ardından.

Tek bir damla yaş döküldü gözlerinden.

Biliyordu çünkü...

İnanç bitince o da silinecekti varlıktan.


Anladım o zaman bazı bitişler sadece bitişti.

Ne kadar istesem de dönmeyecekti gidenler.


Bu yüzden...

Kestim bileklerimi, izledim içimdeki yalanların damarlarımdan süzülüşlerini.

Kahkahalarla gülmek istedim kendime ama tek bir tebessüm bırakmamıştım kendimden geri.


Işte bu yüzden...

Dağladım geceyle gözlerimi. Görmeye değer o son yıldızın aleviyle de yaktım ellerimi.

Oysaki koynunda saklıyordum uçmak için sabırsızlanan o kırmızı uçurtmayı.

Ama bir düşüşü daha kaldırmaz diye kalbim, onun da yaktım kanatlarını.


Kalbim, öyle yorgundu ki, başka ne yapabilirdim bilemedim ki...

Bu yüzden işte öylece karanlığa bıraktım kendimi.


Dedim ya sana...

Böyle kırılgan değildim ben, ne böyle karanlık ne de bu kadar kendinden geçmiş.

Tebessümlerim vardı benim, kanatları kağıttan olsa da bir meleğim.

Bir uçurtmam vardı koynumda sakladığım, bir çocuk vardı içimde ısrarla yaşattığım.


Bir gün uyandım...

Her şey gitmişti benden.

Gerisi...

Gerisi de...

Biliyorsun işte...

Parçalandım.

Başka ne yapabilirdim ki...



25 Nisan 2021 2-3 dakika 96 denemesi var.
Yorumlar (12)
  • 3 yıl önce

    Hangi cümleye yorum yapmaya çalışsam bir diğerine ayıp olur diye elim varmıyor. Yine çok güzel bir yazı okudum.Tebrikler...

  • 3 yıl önce

    "İçimdeki duygu kırgın olmaktan çok bambaşka." bu başka duygulara tercüman olduğun için sevdim şiirlerini ve yazılarını yesildaşım... Y'...den eksik olma aksi olma işte nesildaşım yesildaşım... Y...'den... ve hep yaz emi..

  • 3 yıl önce

    "Kırılmak nedir diye sorsan bana, artık işlevsiz ve geçersiz bir kelime derdim sana.

    Parçalanmak..."

    bir bardağın yere düştüğünde dağılmışlık anının ağır çekimde gösterimi ve fonda bir müzik, kaosu bastıran klasik bir müzik. Ve ardından gün ışığı yansıması, bulutların arasından parça parça süzülen ışık hüzmeleri ve kuş sesleri fonda. Yazıyı okurken oldu tüm bunlar. İnsan çat diye kırmak istiyor "Kırılmak" kelimesini. Ve kırıyor da... Keyifle ve birçok çağrışımla okudum yazıyı. Kutlarım kaleminizi, sevgiyle.

  • Parçalanıp yeniden bütünleşme derdiyle gidiyor işte insan. Tebrik ederim Menekşe. 🍀

  • 3 yıl önce

    Menekşe Hanım şiiriniz adınız olan çiçek gibi güzeldi..! Harika olmuş.! Kutlarım.