Aşkın Rüzgara Örüyor Ömrümüzü

Ne oldu evladım?...Hülyalara dalıp temaşaya mı tuttun yalan dünyayı? Yoksa âşık mı kesildin müziği çok seven "Aşk her şey(mi)dir /fa /sol/" diye babasına bir şeyler soran o kıza...Şiir böyle olmalı evladım... Her şeyi sormalı,her yere götürmeli insanı,hülyalara dalıp düşündürmeli deri derin,büyülemeli... Cemal Mıhcın'nın bu şiirinde dizeler ilk bakışta ayrı ayrı havada asılı gibi görünseler de bir felsefi bütünlükte,derin bir düşünce ağında birbirine kenetlenmiş,sımsıkı örülmüş titreşip duruyorlar her baba gibi kaygılı bir babanın kızına verebileceği nasihatların ışık salvosunda... ....can-ü gönülden tebrikler şairim....

...Devam edelim mievladım... Madem ki evet diyorsun,evet vemadem ki Şiirkolik'de herkes bu sayfayı içini döküyor kahve muhabbeti gibi kurallı kuralsız,biz neden konuşmıyalım...Hoş bir şey,çünki suyun başında (biraz övmek gerek, nede olsa başkan) Işın Ergüney Beyler var ve her şeyi müsade ediyor çocuklara...Oku evladım,oku da bu şiiri "berceste " neydiğini öğren. İşte: "Kalın bir çizgi ile cümle alem raks ediyor kıyısında" "İşvesinde kalem edasıyla örüyor ömrümüzü" "Fasılasız şarkılar "Eylül üstü" katre katre inmeli sinene" "Sulara sol ezgisinde sus çekiyor elâ gözlerin"

• Bilmez olur mu evladım...Bilmesine biliyor da ammaaa... Çünki "Erbabı teşahür çoğalıp şair azaldı"... Pazarda ,sokakta,dergahta şiir diye abuk sabuk şeyler dolaşmakta... Çünki "bir ben var benden içerü" sözlerinin gizemine varamayup,ahenk denen değeri sofralarda çatal kaşık sesine benzetip, şiiri kudsiyetinden mahrum eden nadanlar var ortalıklarda... Çünkü şair,şiirimin bağrını süsleyen o cevheri ol okuyucu kişiler bulamazlar diye kaygılanarak böyle bir sıradanlıkla başlamış ... Yanlış anlaşımlar olmasın diye münasip görmüş,gerek görmüş... Noktalama işaretlerine dikkat etmiş... İşte şiir bak nasıl başlıyor: Sunu ( : ) ikl nokta Baba ( : ) iki nokta Şiir yazmalı ( , ) virgül Asıl şiir şimdi başlıyor... Işık - kızın adı ve aynı zamanda güneşin,güzelliğin,mutluluğun bir çağrışımı... idil - yeşil kırlar,çiçekler,arılar, kelebekler,yaşam bütün renkleri ve uğultusuyla... Hani bizim yüzüstü bırakılmış,unutulmuş divanımızda bahariyeler,nevruziyeler, temmuziyeler gibi eşsiz güzellikler.. "Işık idil" denklemi....Güzel,çok güzel, çok şairin şiir atölyesinde bulunmayan tertipler...Devam edelim mi evladım...

• Yorum mu yazalır evladım bu kadar çok ve şık yorumlardan sonra... Sen iyi bir çocuksun ve Şiirkolik sayfalarında haftanın şiirlerini okumayı seversin..Oku da baban gibi,aman aman noktalama işaretlerine dikkat! Noktada fazla ,virgülde azıcık dur,nefes al,nidada biraz tuhaf,soruda mert ol... Ol da ol, sakın baban gibi ... . - Ama baba haftanın şiiri... -Varıyoruz evladım.. Acelen ne? Görmüyor musun,şair, her zaman,her yerde herkesler gibi sıradan bir duruşla,sanki bir matematiksel formulle başlamış şiire... Girişler zordur,kahvehane alışkanlığı gibi kapıyı açıp sağa sola selam vermeğe benzemez ... Şiirin havası başka,dili başka... Dil sözdür, sözlermatematiğin ahenkli kuramlarına uygun da olsa, rakamların soğuk ve sağır bakışı şiiri fakirleştirir,adileştirir...Söz gelişi: a - Sunu : -davet b - Baba: -kişiler - c - Şiir yazmalı, - niyet d - Aşk her şey(mi) dir/fa /sol/ - asıl sorun f - Işık idil... - çzüm gerektiren problem
  • Baba,şair bunları bilmiyor mu da, bu kadar bir sıradanlığı tercih etmiş?

Her ne kadar şiir üzerine tartışmalardan kaçınsam da, burada tarafsız kalamayacağım. eleştiren arkadaşlarımıza hak veriyorum, haftanın şiiri olmayı hak etmemiş bir şiir Seçici kurulun neye dayanarak seçtiklerini veya bu şiirde ne buluyorsa şiir her okuyana bir şey verebilmelidir. şiir duygu işidir, ve bu konu açılmışken, benimde sözüm yorumculara olacak, sırf hatır için yorum yazmayalım lütfen.