Ayrılık Sığınakları

Bir dolu ağızla bağır çığlık çığlığa
kara gözlü nazlı bu kentte
geç kalınmış
acıyı yaşıyorsun
prematüre yüreğim kuvözde
aşkına eksik
eksik aşkın

pozitif uyuşmazlığın
negatif tebligatlara kalmışken
güzel dediğinin
aslında güzel olmadığını anlarsın

çiçek
büklümlü
el yormaların
kokusu
/aşkın sığınakları yoktur
oysa...
her aşk bir sığınaktır/
sığınamazsın
kapısız demlerde kaldı
sığınaksızlığım

sevdin
sevmek zorunda değildin
günün
zamanın
pasta dilimlerine
mum dikme gayretin olmasa hani
aşk bükümlü
beyin yormaların
karıncaları
çalışkan olmayacaktı bu kadar
bu kadar çok düşünmeseydin bizi

sevişmelerin yakınken şiire bu kadar
kan ter içinde geçerken bedenin dizelerden
lav olmuştu kelimeler

güz akşamı gözlerin
hazana salınmış saçların düşer
ardına bakmadan
isyankar yazılır adın ayrılık sığınaklarına...