Boşluklara Asılınca...
Önce gözlerimden açıl
- haykırışların için haykırmam -
Aç olduğumda saldırır
Tok olduğumda ayırır/ayrılmam
- aklında bunu böyle bilsin -
Şimdi...
Yırtın kalem, yırtıl kâğıt
Boş döndüyse sözlüğünden kelime sözünden bilge
Kılıçtan keskin düşer
Zayıf yanımda boyu uzun
Arşın yüzüydü sandım burkulan yüce
Sudan dağların ardına kalınca gölge
Beni uzaklarına çağır-bağır
En yüksek
Boşluktan dönerse ses
Ki biraz daha sokulgan içimde duvar bekleyişleri
- Ölü saklayan kulaklara
Sağır su sığ akar -
Pörsümüş memesinden dökülgen mutsuzluk
Sızlar dudaklarım
Küf kokan küfürün kündesine -köprü-
Ölü ya da diri
Gel
Ödün kopsa da
Geç
Düşen sesin kadar metal kalırsın çarpsa
Aklın mezbelesinde bir tür martı çoğul kalır
Sekmezse tek topal köpek -gagasında
çalı kadar değersiz-
Bir çırpıda
Yakılsın!
Ayağımdan kayan baskın zemin -zaman-
Kefere düşense ölüm -sarsıl cahil-
Kalk...
Kol başında sıkılgan yumruk terkte kinim
Yürüdükçe büyür adımların yaklaşır uzakların
Amaç / düşünce başımın ucuna
Anlarım...
İki çift güzel söz için boşluk olsa sarılır insan
-yılan olsa da dilim-
Zihnimi bilgeliğinden aç koyma
Gözüm baksın yollarına
Uçurumlar sevişmez durgun suyla
Uçurumlar sevişmez durgun suyla
mükemmel bir tamlama, mükemmel bir şiir
tebrikler Bulut Kara