Gölge Seyahat (karma)

çekilir küşteri meydanı
ayrı diyarların arasına
yorgun seyahatnameler
okunur
kent gölgeleri
izlerken yolu, yolcuyu

böler bir ak kısrak nefesi
yelesi ateşten
upuzun kesintisiz yelesi

işte bu ak kısrak üzerinde

yağmur yüklü kadınlar
ağlamaklı, ağlamamaklı
pusulası
kış iklimi adamlar
üşümekle üşümemek arası
kuş kanatlı çocuklar
özgür yamaçlı
yol alır, usul usul

yol alır, usul usul
üç renk arası

I. Kırmızı

gün batımı ağıdına denk düşen
türküdür kekik kokulu
hasret kavuştağı

yarım şiirlerin
açık yarasından sızan
hayattır, oluk oluk

düşleri taşır konuşmasız dilinde

özgürlük göz uçurumlarına gizlenirken
üzerinden uçan kanatlı bir çocuğun

II. Mavi

kalabalıklara sırtını veren
meçhul limandır
deniz feneri eğik, hüzünlü

yarım şiirlerin
açık yarasından dökülen
hayattır, sessiz sedasız

umutları taşır konuşmasız dilinde

yaşlar göz uçurumlarına gizlenirken
üzerine yağan yağmur yüklü bir kadının

III. Beyaz

göğün avuç içlerinden gelen
yorgun güvercindir
üveyikleri tenha, kimsesiz

yarım şiirlerin
açık yarasında korunan
masumiyettir, gizli saklı

barışı taşır konuşmasız dilinde

kar göz uçurumlarına temas ederken
üzeri üşüyen kış iklimli bir adamın

ak kısrak üzerinde
yol ebedi

-insan en çok kendine yol alırken
sığınır kendine-

bir bodoslama diyar içerisinde
söğütler büyütmeye gözlerini
iri iri bakmaya
kuşlar
kanat açmaya
yolunmuş tüylerle
iyot kokusu göğün yumuşağına
anahtarın
ekmeğin
ve o kış terliklerinin sıcağına
sinmeye görsün bu yolculukta

yol alırsın kendine

için dipsiz kuyu

bir poyraz yalnızlık arasında
üzerinde gömleğin kolları
sağına soluna
hicaz şarkılarla çapraz asılı
ıslak kediler önünde
yanında
avuç avuç gitmeleri taşımaya
başlayalı
ruh kurşuni ellerine çökmeye
med cezir aşklarla


yakınlaşırsın kendine

için trabzansız merdiven

bırakmayı dilersin
her gün değiştirdin sokağı
hep aynı yerine tökezleyip
sövdüğün yorgun kaldırımları
kendine benzettiğin
tenha sokak lambalarını
cam güzellerini
akşam sefalarını
üzerinden yuvarlandığın
sitemlerini
gülüşlerini
nicesini
en çok da posta kutunu
geride bırakmayı

ve bir kayıp istasyon kızılında
kendine devam etmeyi
kendine sığınırak

içinde
çöllerden
okyanuslardan
mağaralardan
bir düş görerek
kendini bulma umudunu korumayı

04 Mart 2011 658 şiiri var.
Yorumlar (7)
  • 14 yıl önce

    👍bir düş kadar gerçek içe dönük ama kendini bulma umudunda

    tebriğim çok , her zaman kii metin... başarılı👍👍👍👍

  • 14 yıl önce

    Sahi ne zaman anlamımızı bulmuş olacağız? Çok beğendim sevgili Metin... Tebrikler.

  • 14 yıl önce

    ... içinde çöllerden okyanuslardan mağaralardan bir düş görerek kendini bulma umudunu korumayı

    Her satır hayat benim diyor Benim işte !

    Candan kutlarım Metin, satırlar tekrar tekrar okunası... 👑

  • 14 yıl önce

    bizde ekmek davası derin bir sancı olduğundan insanımız kendi kendisini bulmayı hep öteleyerek erteler sonuçta hep uydu bir kişilik oluşturup kendine yaşar gölgesi olduğu yaşamı. bu nedenle midir bil ama bu güne kadar kendini aşmış insan sayı ülkemizde bir elin parmaklarını geçmez uluslar arası kabul görme hususunda.

    bir de kendine yolculuk meseli çoğu kez es geçilen bir konu olsa da aslında bir hayli önemli bir mevzudur. ki toplum kendine yolculuğun önünde hep bir engel hep öncesine bir aş bulma davası eklenir.

    gel gelelim metin'e ve şiirine ki ben ne zaman okusam bu kalemi geleceğe dair ümitvari oluyorum yeni gelen nesilden çoğu aksini söylese de. onlar kendi dönemeçlerini daha bir erken dönüyorlar.

    şiirinde insanı mekan ve ruh profilini hep özgün betimlerle ifade eden bu şair kardeşimin eserlerini okuma şansı bulmak ne güzel ve ne özel bir tesadüfün tecellisidir bilirim.

    takdir ve teşekkürlerimle metin ve eyvallah dünyayı sarmalayan kocaman yüreğine.

  • 14 yıl önce

    bir bodoslama diyar içerisinde söğütler büyütmeye gözlerini iri iri bakmaya kuşlar kanat açmaya yolunmuş tüylerle iyot kokusu göğün yumuşağına anahtarın ekmeğin ve o kış terliklerinin sıcağına sinmeye görsün bu yolculukta

    yol alırsın kendine

    için dipsiz kuyu

    bir poyraz yalnızlık arasında üzerinde gömleğin kolları sağına soluna hicaz şarkılarla çapraz asılı ıslak kediler önünde yanında avuç avuç gitmeleri taşımaya başlayalı ruh kurşuni ellerine çökmeye med cezir aşklarla

    yakınlaşırsın kendine

    şiirdi ve yürekten şairceydi

    hep güzel ve hep ders dolu.

    susma kardeşim hep yaz sen..

    tebrıklerımı bırakıyorum