Hesapsız Tesadüfi Hayatlar
//
-
//
Saat: 07:00
Issız sokaklarda tek tük aceleci adım sesleri,
Güneş peçesini henüz tam açmamışken,
Birkaç damla hüzün hibe ediyor dünyaya sadece,
Kepenk sesleri çıtır çıtır yenen simitlerin,
Karın tokluğuna karışıyor,
Güvercinler avlulara akın etmeye hazır,
Deniz mahmur bakışlarla onları izliyor,
Şehr-i mücadele sabahlığı üzerinde,
Usul usul elini saçlarında gezdirip,
Sabaha uyanıyor...
Mağlup bir köşe başı,
Koşuşturmanın tam ortasına kazınan adı...
Bir adam yürüyor eli ceplerinde,
Gözlerinin kanı çekilmiş,
Bir kadın yürüyor gözleri yerde,
Ellerinin çehresi gerilmiş...
Ve...
Çarpışıyorlar,
Zaten yükselmemişken huzurlar,
Yere düşüyorlar...
Saat: 06:30
İntihar Mektubu/
Ardımda bırakacak hiç yıldız tozum,
Düşüm,
Gülüşüm,
Hayalim yahut umudum yok,
Dünya şu koskoca riyakar dünya,
Bir bana yer açamadı ya,
Niyetim yok benimde,
İstenmediğim yerde durmaya.
Derme çatma tümcelerden kurulu,
Apartman dairesinin,
Düşmanperver kapısı ardına kadar,
Ölüme açılıyor,
Anahtarlar bu kez tahta içinde bir bedene ait,
?İntihar? kanatmaya hazır ruhu.
Bir adam merdivenlerden iniyor,
Aşağısı gölgelerle çevrili,
Oksijenle temas ettikçe,
Yanıyor adamın gece ile bölüşmediği,
Kalan ciğeri.
Saat: 07:10
Hayat durur mu?
Durur hem de daha önce hiç akmamış gibi,
İki kişi kalır zamanda,
İki kişi kalır anda,
Diğerleri yokluğun içinde varlık,
Diğerleri;
Öteki,
Başkası,
Diğerleri yabancı.
Tanıyor gibi gelir karşındakini,
Daha evvel günce düşen bir not,
Yazdığın bir dize,
Belki de,
Belki de Picasso'ya özenip resmettiğin bir portre.
Adam ve kadın bakakalırlar,
Aylar geçer onlar için,
Yıllar geçer,
Bin zemheri devirir kendini,
Sevda yüklü yağmurlar dökülür,
Kuş uçmaz kervan geçmez hisler,
Kalabalıklaşır,
İğne atsan yere düşmeyecek misali.
Saat: 06:20
Günce/
Bugünün dünden farklı olacağını sanmıyorum,
Yarınında...
Us'um şu sıralar zifiriye emanet,
Ben ki sevmek nedir bilmedim,
Şimdiye dek,
Ben ki sırf nefes alıp veriyorum,
Hüviyetim cüzdanımda diye,
Yaşıyor sanılıyorum,
Aslında ben ölüler diyarında ikamet ediyorum.
Dikiş makinelerinin kaderini yamalayan sesleri arasında,
Dört duvara selam vererek yatağında doğruldu,
Mezarlıkları düşündü,
Mezarlıkta selvileri,
Ölü toprağı içerisine kendini bırakmayı geçirdi,
Ardından yine her şeye rağmen yaşamaya karar verdi.
Kapıdan geçti,
Sokağı caddeyle koyun koyuna yatıran,
Merdivenlerden yukarı çıktı.
Saat: 07:13
Adam toparladı fiyakasını,
Gökkuşağına dokunacak gibi elini uzattı,
Kadın önce şaşırdı,
Yüreği uçurtma misali göklerdeydi sanki,
Tuttu adamın elini,
Sonunu düşünmeden.
Saat: --:--
Mutlu oldular mı,
Bilinmez...
/Hayat ketum mu ketum,
Getirecekleri götüreceklerinden fazla mı olur,
Az mı,
Bahsetmez hiç,
Yinede bir tesadüfe bir rastlantıya bakar,
Mutluluk.../
/Sonunu hesap edip hiç başlamayanlar,
Kaybetmeye mahkumdurlar.../
hayatın kendi;
derme çatma tümceler güruhudur zaten,
okudum
güzel
sevgiyle kal...
Okumak seni şair ! Ne kolay bir bilsen ! Sen adam olacak kişisin , Şiirse imzandır sadece !😙😙
Şimdi hesap tesadüf mü ? Yoksa şair işi büyü mü ? Yine çalışılmış yürekle dizeler ! Çalışkan sevmelere gebe gece !😙😙
vay be😙
metin ben sadece şuracıkta okuyorum akıl falan kalmadı zaten😲
sevgiler👍👍👍