Otogar Gecesi Bir Çılgın
-insan giderken mi fazla fazla buz keser
dönerken mi
dönmeye kaçımız cesur-
elleriyle örtüyor kara kara bulutlar
yazmaya kıyamadığım göğün
ölgün satır aralarını
güneş yüzünü çoktan eğmiş yere
ağzında bir ot parçası
tutturmuş yılgınlık türküsü gibi
gece
gece
ille gece
bu gecelerde değil mi
dolanır yılan balıkları
kentin göz bebeklerinde
ve değil mi
çokluca ayrılıkların
meşhur intihar ozanıdır gece
dar vakitlerden kurtulup geniş geniş
gitme çabası yapışır adamın yakasına
dönmeyeceğini
bile bile
dönemeyeceğini
bile bile
kent yanılgısı
dışarıdan dev gökdelen
delmek göğü bir işmiş gibi
içeriden
yangın çıkışssız gecekondu
bak bir menekşe boğuluyor aşırı kavuşamama havasından
böyle bir otogar gecesinde üstün bir çılgın
ayağına takılan gitmeler
dönüp duruyor
burnuna gelen seyyar köfte kokusuna mı
yoksa
kaybettiğini bulma umuduna mı bilmem
iki üç saattir boş boş şakakları kanıyor
tek bavul
tek yön
salt gidiş
salt gidiş
sen hiç gidenin döndüğünü gördün mü
Şairim kalemin parlıyor müthiş , yürek sesin bamteli yine..Gönlüne sağlık
Sevgilerimle.
*-insan giderken mi fazla fazla buz keser dönerken mi
dönmeye kaçımız cesur-*
bu bölümü ayrı tutuyorum şiirden. hele böylesine bir giriş alıp götürüyor insanı. sorusu bir yana cevabını vermek ne kadar zor eski anların sahne tekrarları oynadığında.
elleriyle örtüyor kara kara bulutlar yazmaya kıyamadığım göğün ölgün satır aralarını
yazan el yazınca sıradan bile sıradışılaşıyor. yukarıdaki satırların imgelem gücü ne kadar derine götürüyor insanı mana denizinin. zaten mekanla duygu arasında özdeşim kurmak her Metin şiirinde başka başka ince tatlar bırakır insanın dimağında.
yine Metin yine yükselen bir çıta tebriklerimle.
''sen hiç gidenin döndüğünü gördün mü'' 👍
Yine döktürmüşsün metin çalışkan, farkınla tabii ki de... Yürekten tebrik ediyorum kardeşim ...