Yalancı Bahar Söylenceleri

Mahcupluğuma bölünüyorum yine gecede
Sebebi halim başka bu defa
Dünleri bırakabilmek gücenen büyüsünde hecenin
Hesaba çekilmeden!
Ne fayda,
Gönül kıyılarına vuran sesler kesilmedikçe
Aklaşmıyor günlerim...




Dizelere sığınan adımlarım telaşlı yine
İlkbahara emanet büyüleri gizleyip gözlerime
Gücendirmeden sayfaları
Yeminlerimin esmer masalında
Ruh artığı cümleler kuruyorum yeniden...




Yeniden gümüş kadehlerden
Aklın budala çağlarını içiyorum
Aşkı olabildiğince ödünç sayıp
Pişmanlıkları devşiriyorum
Utangaç tenime hezeyan soluklarını gizliyorum
Panik nöbetlerinde esrik hayallerimi düğümlüyorum...




Köle ruhlu göçlerime ilaveler çoğaldıkça
Her yanım yangın
Her yanım ıslak bu defa
Korkuları gizliyorum şehrin ıssızlığına ...




Biliyorum ki...
Şehir hikâyelerine karışacak buz kesilen eski zamanların kül rengi hüzünleri...




Ve yine biliyorum ki unutulacak kays'a adanmış mısralar
Yürekten kopsa da ateş artığı sözcükler
Mecnun divaneliği hep kendinde sanacak
Uykularımın Agâh kıvılcımları sırt sırta şimdi
Ökse yeminlere yas tutuyor suskunluğum
Islak öykülerde yürekçe/m kızıl ağrı dokudukça...
Yoksul aklın tutsak neferleri olur gözyaşı
Alnıma siyah şiirler sürülünce
Mukaddes her şarkıyı hasretliğim sanıp
'of' demek nakaratında...



Nedir bilirim,
Sızıldanan yüreğin intihar eşiğinde
Yarım bırakmak dudaklarda ezgiyi...




Bırakıp yorgun bakışları mimoza çiçeklerinin sancılanan tenine
Şarkılara tutunuyorum her defasında
Islak cümlelerin devrikliğine aldırmadan
Zamanın fiilini çekiyor dünleri öldüren kelam...




Bir sayfa dolusu nemrut yazıyorum yine
Okudukça delirsin yüreğin
Okudukça erisin yabancı yüzün...
Sen yine de gözlerine vuran şiirlerimden öp
Alışkanlıklarını bırakma...
Nasıl sa denize döktüm
Sancılanan dünlerin ikindi vakitlerini...




Ben ki...
Zamana cevap/sızım
Ve mekâna sebatım
Ve mevsim rüzgârları çokluğunca yanılgılarım
Ve şehir hikâyelerinden koşar adım giden tebessümlere kahırlıyım...


Gün ışığı yakmasın diye kapattım gözlerimi
Giyinirken dudaklarım serçelerin sesini...



Yine de sükûta ermedi ah'ım...




Bil ki üç harfi tutuşturdu küfürlü soluklarım
Ve tüm yalancı baharları Cehennem çizgisine sakladım...
Artık
Sek sek oynamaya yeminli adımlarım..





Ben
Kasım...
Ve
Hasmım
Ve
Yalancı sancım
Ve
Üç harfi
Üç noktaya yasladım
Uç noktada,
Ah/sızım...

24 Ocak 2010 326 şiiri var.
Beğenenler (21)
Yorumlar (18)
  • 15 yıl önce

    Böyle güzel dizelere ne yorum yazılabilirki tebrikler.

  • 15 yıl önce

    Şunu söyleyebilirim:bu şiire yorum yazmak hiç de o kadar basit değil.Susmak da yetmez tabii. Kalemi anlatmaya hacet yok.Şiir ilk dizeden başlayıp soon dizeye kadar öyle bir anlatılmış ki.Sonuna nasıl geldiğimi anlamadan bitti.(mübalağa yaptığım düşünülmesin burada) Şiir kendini yazdırıyor ve okutuyorsa,evet oldu derim.Hem de ''of'' dercesine. ''Ve yine biliyorum ki unutulacak kays'a adanmış mısralar Yürekten kopsa da ateş artığı sözcükler Mecnun divaneliği hep kendinde sanacak'' Daha ne olsun Mecnun bile öyle sanmış... Şiir di hani...

    Yüreğine sağlık abla her daim...

  • 15 yıl önce

    harika bir şiir

    harika bir yorum

    kutlarım iki dost yüreği

    sağlıkla kalın dostlar

  • 15 yıl önce

    hazal;

    şiiri akıcı üslubu ile çok okumalı derim arkadaşlar,

    finalin verdiği haz ,şiirin ne kadar kesif bir iz bıraktığının nişanesi bende,

    "üç harfi üç noktaya yaslamak" şair işidir,

    çok kutlarım

    sevgiyle kal...

  • 15 yıl önce

    Kutlarım paylaşımı ...Hüzünlü ama deminde çok güzeldi...