Yeraltı Notları
Nerde kalmıştık- ordan devam edelim ölmeye
mesela megoloman bir adam darp ederken ahvalimizi
külle suyu karıştırıp beton dökerken ruhlarımıza
tuzun hatmiyle kendi ruhuna sela verirken siyah kan
tanrının hafızasına küfrederken yalancı kahinler
nerde kalmıştık- örneğin bıçak ve kemik elimi tutar mısınız
Anlayana. Diyelim ki bir çocuksunuz ki çocuktuk
anlayabilir misiniz neden dört kez ölürsünüz
beşinci şıkkı saymıyorum bile
bir babanız öldürülmüştür
iki babanız hep ölmüştür
üç babanız zaten ölüdür
dört içinizdeki çocuk kesin ölmüştür
Mesela içinizde bir yerde örneğin (ayna) ki kör bir gece
Ayın en karanlık yüzünden bakıyorsunuz- gözleriniz kül
tükürüyorsunuz kan susuyorsunuz kanıyor bakıyorsunuz kör
ve bir sürü sürgün ekmeğe- sağır dilsiz vesaire
tekrar dönüyorsunuz içinize kusarak- bağırsaklarınızı kesiyor bir bumerang
Hep aynı döngüdür kan tutan parmağını yalıyor
siyah içinde kara, cennet içinde cehennem
ve satılık ruhlar- not tutuyor yer altında beş vakit
katranla abdest alıp...
Nerde kalmıştık ordan başlayalım ağlamaya
tırnaklarımızın havayla temasında
yırtılan gök yüzüne mesela
yerde tekmelenen mor bir vicdana koşulsuz ve somut
affına sığınarak bütün (itlerin) burda insan (köpekler) söz konusu
ve hepimizin suç unsuru korkusu
yani sen ben o siz biz
affedilmezsiniz
Yine de ve henüz vakit var
dişlerinizin arasında büyüyen ıslığa
bir türkü sığdırmaya
her dilden
Nerden başlamalı
...
cc_
Bazı şiirlerde susulası bir melodi yükseliyor...
Ve susu/YORUM...
güzeldi...👍👍
Nerde kalmıştık ordan başlayalım ağlamaya tırnaklarımızın havayla temasında yırtılan gök yüzüne mesela yerde tekmelenen mor bir vicdana koşulsuz ve somut affına sığınarak bütün (itlerin) burda insan (köpekler) söz konusu ve hepimizin suç unsuru korkusu yani sen ben o siz biz affedilmezsiniz
Yine de ve henüz vakit var dişlerinizin arasında büyüyen ıslığa bir türkü sığdırmaya her dilden
Nerden başlamalı
evet nerde kalmıştık...idari ve siyasi baskılara rağmen...dile gelen duygular...güzel bir şiir...saygılar....
'Küçükken hep beraber oturduğumuz kapı aralıklarında , şimdi sadece tek başıma oturabiliyorum. İnsan büyüdükçe yalnız mı kalıyor ne.!' Demiş şair. Çocuk olmak öyle zor ki esasen , büyüdükçe unuttuğumuz hayallerin başladığı , biriktirildiği ve her birinin özenle saklanıldığı yer. Öyle sıkı sıkıya bağlanacaksınız ki onlara, yeri geldiğinde siz bile ulaşamayacaksınız. Böyle bir zorluktur. Ama güzeldir, zevklidir, insanın kendi krallığının kurulduğu en masum ve mahrem yeridir. Çocuk olmak, büyüdükçe bir başkasına devredilen kraliyet makamının en güzel zamanıdır. İçinizdeki çocuğun hiç ölmemesi dileklerimle..
Yüreğinize sağlık. Saygılarımla..
günler var "güne yakışan" şiir bulmakta ve okumakta zorlanır olmuştuk.. (yoklar içinde var edilenler dışında) teşekkürler Cumali Bey.. güne yakışan bu "ayın şiirini" kutluyorum gönülden...
Anlayana. Diyelim ki bir çocuksunuz ki çocuktuk anlayabilir misiniz neden dört kez ölürsünüz beşinci şıkkı saymıyorum bile bir babanız öldürülmüştür iki babanız hep ölmüştür üç babanız zaten ölüdür dört içinizdeki çocuk kesin ölmüştür ...
nereden başlamalı biliyor musun şair? tam da öldüğümüz yerden,bizi öldürdükleri yerden,babamızın gittiği,sevdiğimizin gittiği hatta tüm sevdiklerimizin gittiği yerden başlamalıyız...
yüreğine,kalbine,ruhuna sağlık...