Aklım Kalır

Nerden başlasam bilmiyorum. Hangi kelime doğru olur hislerimi anlatmak için açıkçası pek karar veremiyorum. Ama bildiklerimin arasından tek bir şeyden eminim, seni kimseyle paylaşamıyorum ben. İstemiyorum bunu. Benim olmadığım yerde olmana bile tahammülüm yokmuş artık, yeni yeni farkına varıyorum. Aslında buna zerre kadar hakkım yok. Senin üzerinde hiçbir hak iddia edemem. O kadar uzaktasın ki, gözüm görmez seni, kokunu duymaz burnum. Tenine değmemiştir tenim, tutmamışımdır elini daha. Sen adımı bile bilmezken, ben senin hakkında senin bile bilmeyeceğin şeyleri biliyorum artık. Her lafından yeni anlamlar üretiyorum, bir bakışından şiirler yazıyorum sayfalar dolusu. O bakış ki, beni geceler boyu ağlatabilir. O bakış ki, tüm ömrüm boyuncu yeniden görebilmek için bekleyebilirim onu. O bakışlar ki, uykusuz bırakır gecelerimi. Sen ise bunlardan habersiz, çift kişilik yatağında başka bir kadınla yatarken, ona bakarken, ona sarılırken ve doyasıya sevişirken onla, ben resminle uyurum senin. Sen gibi davranırım ona, canlıymış, kanlıymış ve hatta beni duyabiliyormuş gibi onunla konuşurum her gün. Sen ise bunlardan habersiz, o kadının kulağına aşk sözcükleri fısıldarken olur tüm bunlar. Ben dokunurum senin dokunduğun yerlere, tenine dokunabilmem için aracı olur bu şehrin tüm sokakları,. Bu şehrin denizi seni, bana getirir. Kokun diye içime çekerim o keskin iyot kokusunu. Sen İstanbul'un karşı kıyısından bakarken bu şehrin ufuklarına, martılar bakışlarını getirir bu taraflara. Bakarım, bakarım ama yine de doyamam. Yetmez hiçbir şey içimdeki şu deli özlemine. Sen ise tüm bunlardan habersiz, geri dönüverirsin evine, kadınına. Ben de kalakalırım bu şehrin kıyısında. Yıkığımdır, bilirim ki hiçbir şey seni tamamıyla veremez bana. Ben ağlarım durmadan, tuzlu gözyaşlarımla ıslatırım Marmara Denizini. Sen otururken balkonunda, denizden soğuk bir rüzgâr çarpar yüzüne tam o sırada, ürperir için. Ben gelirim o rüzgârla yanına. Çarpar giderim öyle işte, bir süre sonra unutursun beni. Benimse aklım kalır teninde. Sen ise bunlardan habersiz, orta şekerli Türk kahveni yudumlarsın kadınınla. Benimse aklım kalır o dudağının değdiği kahve fincanında...

18 Kasım 2010 2-3 dakika 3 denemesi var.
Yorumlar