Bal

...// BAL...


Merhaba Dostlarım,

Uğur Olgar'la başlayalım söze:

Ne yapayım mutlu değilsem
Dağlarımın en güzel çiçeklerinden sızdırılan
Petek petek balı

Bir kilo keçiboynuzu yeter bana
Bir gram bal için
Mutluysam eğer…

Baldan da tatlı şeylerin olduğuna vurgu yapmak için olacak BAL adını vermiş dizelerine.

Varlığı duyumsanan ya da gizlendiği köşe bucaklarda aranan ,kimi kez tükenen kimi kez de artan durumlarıyla mutluluk en gereksindiğimiz olguların başında geliyor.

Yangınların yıkımların, işkencelerin ve kıyımların, ölümlerin, yoksullukların, kinin, savaşların gittikçe arttığı çağda yetmiyormuş gibi bir de CORONA girince işin içine, ne değin olursa artık ‘mutluluk’ dilemeye koyulacağız yaşamın her anında.
Onca güzelliğin/çirkinliğin, basitliğin/karmaşıklığın, yoğunluğun/sığlığın, kurgunun/gerçeğin bir arada olduğu zamanda ve mekanda mutluğun peşine düşeceğiz.

Ne ki, peşine düşmek için mutlulukların önce bir çıkış kapısı bulmamız gerekiyor.
İtiraf etmeliyim ki ,günlü işlerimin peşine düşmek için bile evimin kapısından sokağa ya bir ya iki kez çıkabildim üç aydan beri.

Mutluluğun ışıklı yurduna ulaşmak için kim bilir ne zaman özgür olabileceğim…
Oysa,
‘bir kilo keçi boynuzu’ için her şey…

Evren kuruldu kurulalı bu arayış içinde insanlar.
Günün neler getireceğini bilemiyoruz doğal ki…

"Uzaklara kar gibi yağıyor bilmediğimiz yıllar" diyor dizelerinde Melih Cevdet ANDAY.
Yaşanmışlığa ilişkin bir izlenim ediniyoruz her günün ardından ve geleceğe yöneliyoruz.

‘’Ne zaman bir sıra yelkovan görsem
Kaygılı,yorgun,bir aşağı bir yukarı uçan
Hayran kalırım her birine bir yandan
Bir yandan da teselli etmek gelir içimden
Bağırmak gelir eğilip teknenin kenarından

‘’Aramayın artık,tasalanmayın
Bakın, neler kaybediyor her gün
Ve nasıl alışıp ,hiçbir şey olmamış gibi,
Devam ediyoruz yaşamaya biz insanlar….’’

Roni MARGULİES’in altını kalınca çizdiği dizelerde söylediği gibi yaşama dahil olmaya zorunluyuz,

Bugün 19 Haziran 2020

Yarın yine sokağa çıkmak yasak.Ekonomi için ‘her şey yolunda’ diyorlar.Libya bizim önde gelen sorunlarımızdan. Emekliler bayram ikramiyelerinin iki bin lira olmasının peşine düşmüşler. Sanki ondan sonrası güllük gülistanlıkmış gibi…İşsizlik almış başını gidiyor.Ülkemizin en bakir yerlerinden yağmalarla ilgili pis kokular geliyor. Anayasa Mahkemesi sürpriz bir karara imza atarak ‘hak ihlali yapılmıştır.’ dedi .Hak ,hukuk ve adaletin özgür çalıştığı savlanan yurdumuzda bu karara mutlaka ‘üst katlardan’ bir açıklama,daha doğrusu bir tepki gelecektir.

Hiçbir şeyi olmamış gibi devam edeceğiz yaşamaya…
Borsa çalışıyor.Bankalar para satmayı sürdürüyor.Ülkemize sıcak paranın girmesi için 'dışarılarda' cansiperane yürütülüyor işler.

Dışarıda ferah bir hava var.Sabahtan beri açığa çıkabilmek için bulutlarla didişiyor güneş.
Dinginlik gece susmak bilmedi. Oysa bir parçasını da gündüze bırakmalıydı.

Hafif bir rüzgar var şimdi.
Nurer UĞURLU’yu anımsatır bana günün bu saatinde esen rüzgarlar.BİZİM ERCÜ’YE SON SÖZ iki dizeden oluşur :

‘’Acele etme rüzgar uzun değil bu şiir
Şair çocuk gibidir olmazı olur bilir…’’

Kim bilir ; siz bu metni okurken kaç şair şiirini bitirmek için kaleminin ucunu gök mavisi mürekkebe ivedi ivedi batırmakta ve duygularının gizemli özsuyunu damıtmaktadır…
İnci ASENA :

‘’Tramvay Döşeriz Ay Döşeriz’’,demiyor muydu?

Demek ki bunun içindi.

Gökyüzünde kımıldamakta olan ışıkların güzel bir günü sunmasını diliyorum hepimize…
İşimiz gücümüz çok.
Çok şükür,diyerek yaşamdan kıt kanaat devşirdiğim şeylere rıza göstermek yetmiyor bana.
Daha büyük daha saygın daha içselleştirebileceğimiz mutluluklar gerekiyor her birimize.

Keçi boynuzu da pek satılmıyor gerçi buralarda.
Dutların da tadı kaçmaya başladı.Zaten bir haftaya kalmadan gün dönümü başlıyor.
Ağız tadınızı değiştirecek mutlulukların peşinde olmaya bir an bile ertelemeyiniz.

Erdemle.


25 Haziran 2020 3-4 dakika 1 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (6)
  • Çok hoş satırlar, verilen emeği görmemek ne mümkün? Üşenmeden paylaştığınız ve bu güzel satırları bize sunduğunuz için teşekkürler. Umarım bir gün, her şey "gün ola harman ola" sağlıkla...

  • Kaleminize, fikrinize sağlık Necdet Bey.

  • 3 yıl önce

    Hayat bir şekilde akıp gidiyor ellerimizden. İnsan olarak mutlu muyuz, bunu sorgulamalı... Eğer ki çok büyük beklentileriniz yoksa mutlu olmamak için bir sebep yok. Hırslarınıza gem vurdunuz mu daha ne olsun. Ego sürekli doyurulmak ister zaten. Ama çok doldu mu da taşar, taşırmamak lazım, yoksa daha ilerisi yıkıcı olur insan için. Ha psikologlarda aç mı kalsın, diyorsanız, onu bilemem... Hayat bir yardımlaşmadır diyebiliyorsak, vermenin hazzına vara biliyorsak, veren elin alan elden daha üstün olduğu yerleşmişse benliğimize, dünya ve ahiret saadeti de illaki kıyısından köşesinden yakalanır... Güzel bir yazı olmuş kutlarım içtenlikle...