Bir Adam

Yalnızlık, yüreğine bağdaş kurup oturmuştu. Gözünün kepenklerini boydan boya indirmek istiyordu. Hatta daha da ileri giderek kapalı yazısı asmak! Çünkü gözüne yansıyanlar yüreğini yaprak kadar titretmiyor, ruhuna da ilham kaynağı olmuyordu.

Bakışlarında ise ne can ne de heyecan vardı. Solgun yüzüne yerleşen çaresizlik ifadesi adeta müzminleşmişti.

Oysa ki bir zamanlar onun da yaşama tutunması için bir sebebi vardı. . Kum tanesi kadar çoktu sevgisi..Ama artık kıyısında köşesinde kimse kalmamıştı.

Denize kucak açan sahiller, rüzgarın dansa kaldırdığı ağaçlar, bulutun dünyaya getirdiği, toprağın anne şefkati gösterip içine bastırdığı yağmurlar, çiçeklerin tadına bakan arılar bile ondan şanslıydı.

Yürüdü adımlarının büyüklüğünce..Pamuk tarlasına dönmüş saçlarını yıllar gelişigüzel toplayıp atmıştı. Dümdüz ovadan farksızdı artık başı. Sırtındaki kambur onu hergeçen gün biraz daha toprağa yaklaştırıyordu. Ama ölümden korkmuyordu ki..

Şiddetli gök gürültüsüyle birlikte gözlerinden birkaç damla yaş düştü yere.. Kış, bir sokak hayvanlarını bir de kendi gibi kimsesizleri vuruyordu işte.. Bir anda bastıran yağmuru iliklerinde hissediyordu. Titreyen elleriyle yırtık paltosunun önünü iyice kapatmaya çalıştı. Fakat ağzındaki dişler gibi önündeki düğmeler de yıllara yenik düşmüştü. Kalan iki tane düğmeyi bile iliklemeye dermanı yoktu.

Camiye birkaç adım ya var ya da yoktu. Güç toplamaya çalıştı ama birden dizlerinin bağı çözüldü sanki.. Yığıldığı yerden kalkabilmek için park halindeki bir arabaya tutunmaya çalıştı. Fakat o şekilde kalıverdi.

Yanından geçenlerin kimisi farketmemiş, bir kısmı ise ne yaptığını anlayamadığı için dudak büküp hızlı adımlarla geçmişlerdi.

Bir vatandaş aynı yolu ikinci kez dönüyordu. Gözleri büyüdü birden ve yüksek sesle konuşmaya başladı:

- Allah Allah bu adamcağız az önce de aynı pozisyondaydı. Ölüp kalmasın!

Bir anda etrafı doldu yalnız adamın.. Hem de uzun zamandır hiç olmadığı kadar.. Keşke yaşarken karşısına "Ne oldu sana ?, Neden sokaklardasın" diyen biri çıkabilseydi.! Bir Allah'ın kulu elinden tutup düşkünler yurduna götürebilseydi..

Yollara dökülen yaprakları küreğe süpüren görevliler gibi belediyenin cenaze arabası da onu götürmüştü. Kimdi?, Ne oldu? Neden bu duruma düştü? bilinmeden toprak bir kulunu daha çekmişti içine..

24 Mart 2011 2-3 dakika 31 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 13 yıl önce

    çok güzel di👍 mahlesef acılarımızla gömüleceğiz....bizede kalan kimsesizlik içimizde yaralar...çocuklara gelece bırakılacak en güzel miras acılar değildir....sosyal sağlık yaşam hakkı....yurdumuzda umut edilen belkilere kadık.....kalemini yüreğine sağlık slm sevgiler aysel hanım..

  • 13 yıl önce

    Mustafa Bey, değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Saygı ve selamlarımla..