Bir Günlük Edebiyat


Utanılacak bütün duygularınızı bir günlüğüne salıverin. Akşama size ne getirecekler ya da ne getirmesini istersiniz .diye hiç merak ettiniz mi? Edebiyatın en kalın kumaşı ve en değerli dokumasıdır. Bazen güzel ve gösterişli bir giysi gibi durur üzerinizde. Bazen de bir an evvel çıkarıp atmak ya da yakmak istediğiniz bir giysi haline dönüşür. Ama mutlaka giyersiniz ve aynanın karşısında nasıl görünüyoruz diye merak edip bakarsınız.

Kişilik, ölü kişilik, kişiliğin sınırlarında patlama; tam terör bendeki. Gidiş yalnızlık da, yalnızlık bile uzak; Kızılderili, dilini keşfedemedi, bilinç yaklaştıkça soysuz.

Tedavi istemiyoruz elbette. Parçalar halinde mi görüyorum kendimi, parçalar halinde mi buluyorum kendimi? Nahiflik midemi bulandırıyor. Ayna her durumda mavi, yine de uyum peşimi bırakmıyor. Varoluşçuların cadı avı! Kulis itinayla piç edildi. Dil fışkırıyor lağım gibi ve ölü dokudan dostluğa çağrı yapılıyor: Kapanmayan yaradır. O salak Nazinin zamansal tripleri: "...de ölüm, ...için ölüm" Zaman iş başındayken zehri diktim.

Mavi’yi bilemezsin; dişlerimin arasından göğe bak. Bu, usul bir gülünsemedir, her miliminden delindi. Soluk al, soluk ver, beden ol; terazi çok ahlaksız. İçimdeki mavinin tükenmezliği kayda geçmedi. Tıbbi terimlerin çirkefliği... Akıl hastalığı gibi: Artaud’un pabuçlarından içmek isterdim. Pencere ölmeye bir engel gibi ve potansiyelini sessizlikte bekleten tüm silahlar: Dolmuyorum, dolmuyorum sanki; hava tuttuğum bir şeydir.

İtiraf etmem gerekirse kimseyi sevmiyorum, yüzey bunu söyler. Oysa lav Mavi’yle birleşmiştir çoktan. Yanıyoruz, yanıyoruz, farkında değil misiniz? Fransız İhtilali’nin kestiği minik ceza: farkındalık. (Gülmekten ölmek gibi) Gözlerimden mi diyorum çoğu kez, gözlerim mi bozuk? Camus sıtmada. Yok; bana hiç saygı duymuyor bu:

kahkaha

Beynin dağılmış, haberin yok; nettir bu: Çay saati. Aman deyim barındırmayın aranızda.

Çıplakta ima yok; sessizlik olmasa beden yaklaşık bir düşünce ve beden olmasa sessizlik suskunluk olurdu; ortak boşalma. Gülüş arada bir kum fırtınası olarak bekler; sessizlikten bedene, bedenden sessizliğe savurur; işitme boyut kaybıdır, yeni tortu iltica eder. Boşluk düzensizliği ele vermez.

Son çıplaklıkta; arzunun şiiri tükettiği son çıplaklıkta, oyun ve savaş yoktur. Üstümü arama; boşum, derimi yuttum.

…………

Kaygı boyunca eğrilmişim gibi; kaygının arkasında yüz yok, sırtım soyulmuş ve yankım tükenmiş gibi; çizgiler uzakta birleşiyor. Çizgiler uzakta birleşiyor ve ben onu uyandırmamaya çalışıyorum.

Siluetim kaydı; üstüne siyah astar çekildi: karaltı. Ama dur, elini oraya değil, buraya koymalısın, iyi ki üstümüzden bir bulut geçti.

Çiğ ve utanç verici kalbimin üzerinden...





31 Aralık 2019 2-3 dakika 51 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar