Bir Manik Depresifle Röportaj

*İnsanlar neye benzer?
Mevsimlere; karı, güzü, yazı görmüş, baharıysa hep hayaliyle yaşamış.

*Hayatınızdan memnun musunuz?
Evet, özellikle gönlümün bahar aylarında. Ama gönlümün bir kış ayında düşüncemle muhakeme yapıyordum. "Bu yaşadıklarını bir daha yaşamak ister misin" muhakemesi, "Ne yalan söyleyeyim, istemem ama bu güne kadar yaşamışsam gene yaşayabilirim aynı şekilde" dedim. Ve bir salkım söğüt misali eğildim. Gene bir yaprak dökümünde hayatta kalma mücadelesi verirken Yaradan'a tehtidimi savurdum. Başka bir dönem "Madem canımı almıyorsun bende yaptığım hiçbir şeyden mesul değilim" dedim, pimi çekilmiş asabi birine dönüştüm, sonum gene hastanelik oldu.

*Allah inancınız var mıdır?
Önce insan olmak. Sonra bizim görmediğimiz, duymadığımız, hissetmediğimiz ama bizi gören, duyan ve hisseden Yaratıcı güce inanıyorum. Keza ben "ol" deyince hiçbir şey olmuyor, ama ben bir şekilde var olmuşum. Hislerimin çok sıkıştığı bir ara Yaradan'a "Mümkünse beni hiç varolmadığım ana gönder," demiştim ama hala hayattayım. Artık bir şekilde bu his bütününün (kendimin) var olmadığı ana gönderilmeyeceğini düşünüyorum. Aynısı tüm yaratılanlar içinde geçerli diye düşünüyorum. Kültür cümbüşüne, renk ahengi ve bütünlüğüne inandığım içinde isterseniz Ateist olun, isterseniz deist, Budist, Hindu ya da hangi kültürün hangi akımından olursanız olun yeter ki insan olun, sevenlerden olun.

*Sevenlerden olun demekle neyi kastettiniz?
Bette Midler'ın bir şarkısı vardır: "Uzaktan dünya mavi ve yeşil görünüyor, huzur içinde / From A Distance". Uzaktan davulun sesi kulağa hoş gelebilir. (Bu arada Yaradan'ın espri gücünün benden daha iyi olduğunun bilincindeyim). Sorunuza gelince bence Şirinler kasabasında (dünyada) Yaradan'ın sevdiği ve sevmediği kullar var; kimimiz Yaradan'ın çiçeklerini sevdiğimiz, baktığımız için "sevenler"iz, kimimizse çiçekleri ezdiğimiz için Yaradan'ın kalbini kırmışız ve "sevmeyenler"iz.

*Kötü niyetli insanlar varsa, en büyük suçları ne olabilir?
Birincisi iyi niyetli kimselere kılınmış çocukları kendilerine hak kılmaları. İkincisi son geçirdiğim atakta yaşadığım; "anne kendi ruhlarını benim ruhumla değiştirmek istiyorlar," diye haykırışım ve hastaneyi boylayışım :) Üçüncüsü: İyi niyetli insanların, çocukların da dahil olmak üzere cesaret, özgüven vs. gibi kanatlarını hadım ettiklerini düşünüyorum.

*Peki tüm bu anlattıklarınız bize mantıksız görünüyor, ne diyeceksiniz?
Evet, bana da mantıksız görünüyor bir yerde. Ama bazen dışarıda yürüdüğümde, hisleri ip üstünde olan kimselerle karşılaşıyorum, ve bu derece zalimlik olamaz diyorum kendi kendime. Zaten beni hastanede en çok etkileyen söz Ulu Önderimizin: "Benim MANEVİ mirasım, akıl ve bilimdir," sözü oldu.

*Cüz'i irade nedir, külli irade nedir?
İnsan iradesi cüz'idir (kısıtlıdır), Yaradan'ın iradesi küllidir (tanımlayamayız), ama Yaradan irademizi kullanma konusunda bizi serbest bırakmıştır. İstemi güzeli seçmemizden yanadır. Bizim neyi düşündüğümüzü daha biz düşünürken bilir. O'nun iradesinin dışına çıkamayız, ama ancak kendi düşüncelerimizle ya da O'nun bize düşündürdükleriyle satranç oynayabiliriz.

*Gerçek candan kandan bildiklerinizden beklentileriniz var mı?
Şunun bilincindeyim. Her kim olursak nerde olursak olalım insan olarak bence çemberin ne içindeyiz ne de dışınca. Sadece çemberi oluşturan halkalarız. Ve her bir insanın karakteri birbirinden farklıdır. Su akacak yolunu bulacak gibi geliyor bana.

*Sizce Yaradan'a ait en büyük gizler neler?
Zaman kavramının olmadığı, his ve akıl odaklı insanların yaşamadığı dünya aleminden farklı bizim hiçbir zaman anlamayacağımız alemler yaratmış olabilir, gözümün önüne getirip canlandıramıyorum bile. Bu birinci gizi olabilir. Ve başka alemlerin olması durumu bizi hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Hele de bu özel günlerde. Kaldı ki son pişmanlıklarını duyacak olanlar başka alemlere kaçmak isteyebilir. Bence hepimiz memnunuz dünyadan.
İkincisi göremediğimiz ama O'nun bizi gödüğünü varsaydığımız Yaradan'ın / Var Eden'in doğal mucizeler (yağmur, kar, güneş, bulut) dışında da mucizeler yapabilecek olması.Bu yönde inancım var; ama hepsi o kadar. Bence öncelikle biz Yaradan'a sürprizler yapmalıyız alışkanlıklarımızı değiştirerek, sürprizlerle karşısına çıkarak ve herşeyin başının sağlık olduğunun bilincinde olarak.

*Reenkarnasyon var mıdır?
Var edenin var etmeyeceği ana geri göndermeyeceği maneviyatındayım.

*İkiyüzlülük var mıdır, varsa sizce anlamı nedir?
Yaşadıklarınızı yaşamadım, düşündüklerinizi düşünmedim, hissettiklerinizi hissetmedim. Bu noktada sizi anlamıyor, anlayamıyorsam, tecrübelerimde buna elvermiyorsa, bu durumda beni ikiyüzlü yaparsa, öyleyim. Kaldı ki reenkarnasyon varsa ve benzer şartlar altında bir başkasının konumunda yaşamışsam bu durumu unutturan bizlere gene Yaradan'dır.

*Peki bu reenkarnasyon durumunu yok varsayılım ve şu anda karışık düzendeki bu durum nasıl aşılabilir?
Kendimi her konumda bir insan olarak düşündüm. Ve insanca yaşayabilmek adına "Her işin bir raconu vardır" deyip, kendime en yakın alternatifleri aradım. İnsanın içini ürperten ve korkutan en zor yerlerde ya da durumlarda bile (büyü, mafya camiasının içinde olmak vb.) en üst elin tartışmasız Güzellikten yana olan Yaradan'ın var olduğu bilinci beni bazı zor durumlardan kurtardı.
Burada açıklamasını yapamayacağım bazı özel durumlardan da. Ve kanaatim şu an insanca yaşamanın özlemini duyan kimselerin yaşama karşı dirençleri çok zorlanıyor. İman gücü de bir yere kadar. İnsan bedeninin de bilimsel sınırlarını fazla zorlamamak lazım. Kaldı ki bizim kültürümüzde kendi canımızın sağlığı son noktaya varılana kadar zorlanıyor.

*Altıncı his konusunda neler düşünüyorsunuz?
Ufak tefek deneyimlerim oldu ama benim yaşadıklarıma altıncı his denmez sanırım. Belki de Yaradan tarafından belli bir kimseye/kimselere has kılınmış altıncı his durumu vardır. Keza olmalıdır da, çünkü "bir yerde bir çınar yıkılsa kimin haberi olur" sorusuna çokça zaman yanıt aradım ve Yaradan biri aracılığıyla bunu diğerlerimize iletmezse, müdahale edemeyiz diye düşündüm.

*En sevdiğiniz kuş türleri?
Ağaçkakan ve kelaynak kuşunu severim. Ağaçkakan bana sürekli sabrı dokutturuyor, kelaynak kuşu da dünyadaki renkliliği gösteriyor hatta düşündürtüyor. Örneğin diyorum tecrübe sahibi sanatçılarımız Asya'da, Avrupa'da, Amerika'da, Afrika'da tiyatro oyunlarını sergilese, resimleriyle, müzikleriyle boy gösterse vb...

*En çok kimi sevdiniz?
En çok Orhan Veli'nin bir şiirindeki onuncu sevgilisini sevdim; o da "insan olmak" demiş.
Bir de "Budist rahip" (ben öyle adlandırdım: okuduğum kitaplardan ve yaptığım gezilerden). "Ne körü körüne solda, ne de körü körüne sağda" ol, sadece "orta yolda ilerlemeye çalış".

*Gönül eşine inanır mısınız?
Evet, bence yalnızlık Allah'a mahsustur. O'nun dışında hepimiz şu şarkı ile hayata yeniden başlamalıyız: "İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız". Ama öncelik büyüklerimizin "Öylece durup bakışacağız" TSM; "Yalnız benim için bak yeşil yeşil". "Güzeller içinden birisini seçtim". vb...

*Sizce almak ne demek?
İnsanlar yüce gönlüne sığınıp yardım etmeye alışmış ve bir başkasında "almak" durumunu hak görmüşken kendinde bu durumu hak görememiş (empati yapamamış). Örneğin kendi çay ikram etmeye ALIŞMIŞ ama birinden çay almayı kendine hak sayamamış.

*Son sözleriniz nelerdir?
Moğollar'dan bir parça: "Bişey yapmalı".

29 Ocak 2012 7-8 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar