Doğuş

Hayatımıza dönüp baktığımız zaman her insanın bir ikinci hayatının yani yeniden doğuşunun var olduğunu göreceğiz.

Hz Nuh tufandan sonra, Hz Musa Kızıl Denizi geçtikten sonra ikinci hayatına sıfırdan başlamış. Kendileri ve etrafındakiler, tüm günahkârları, nefislerine mağlup olanları geride bırakarak yeni hayata ilk adımlarını atmışlardır.

Dünya, gecenin kasvetini ve karanlığını üzerinden atarak, güneşin doğmasıyla yepyeni bir güne, aydınlığa merhaba demiyor mu? Bizlere sunulmuş koskoca bir günü, koskoca bir hayatı kısır çekişmelerimiz, paylaşamadığımız cüce menfaatlerimiz, kinlerimiz, nefretlerimiz uğruna gecenin karanlığı gibi karartmayalım.

Kalplerimizin huzura vuslatlarını, olmadık bahanelerle engellemeyelim. Aklımıza benliklerimiz, hırslarımız galebe çalmasın. Sahip olduğumuz en kıymetli hazinelerimizi görmek için gözlerimizi ovuşturmanın vakti gelmedi mi? Şuna emin olalım ki, dizlerimizin dibinde ki değerlerimizi kaybettiğimiz gün, neleri kaçırdığımızın farkında olacağımız gündür.

Düşlerimiz bizi gerçeklere düşman yapacak kadar devleşmesin. Yollarımız uçurumun yükselticiliklerinde değil enginlere uzansın. Duygularımızı kurallarla sınırlandırmayalım, cömertçe sunalım hak edenlere...

Gözlerimizi yükseklerden çekelim biraz. Bilmiyor muyuz; yükseklerde sonsuzluk var. Ulaştığımız hiçbir durak bizi tatmin etmeyecek, hep daha yukarısına ulaşmak için çırpınacağız. Hâlbuki başımızı biraz aşağı indirsek yer çok daha yakındır. Bizim ilk mayamız olan o toprak, bizi sonsuzluk yolculuğunun kapsında ilk kucaklayacak o toprak...

Bugünden itibaren ikinci hayat çizgimizi çizelim. Güneşin yeni günü aydınlattığı gibi hayatımız aydınlatalım. Yüreğimizin sesine kulak verelim. O ses hep doğruları fısıldar. Vicdanlarımız yosun bağlamasın. Sevgilerimizi içimize hapsetmeyelim. Sahip olana söyleyelim çekinmeden. Sıcak tebessümlerimiz, manalı bakışlarımız ifade etsin dillerimiz lal olduğu zaman...

Hep ?keşke?lerle avunacağımıza, yarın yeniden doğmuş gibi bir başlangıç yapalım. Sırtımızı dönelim karanlıklara, güneşin sıcaklığını içtenlikle kucaklayalım. Unutmayalım gönülden gönüle yol varmış. Yeter ki o köprüyü kurabilelim. Ondan sonra mutluluk bize, şah damarımızdan daha yakın olacaktır...

19 Ağustos 2009 2-3 dakika 15 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar