Edebiyat Ve Günah

Hayata anlam katan bütün cümleler ,elbet bir gün o ırmaktan geçecek. Belki eller, belki paçalar suya bir gün değecek... !



...

Bütün günahları içinde barındıran edebiyat, bütün sevapları da içinde ağırlar. Her yüzyıl da kendine yeni ihanet ve günahkarlar arayan edebiyat, bunların kaçından vazgeçebilir ki?. Avuçlarımda biriken günahları avucumdaki kalemle kağıtlara döküyorum. Yığınla ihaneti kendine çağıran günah ,edebi bir haykırışla kendine gelen insan... Ve bir yüzde gözyaşlarına saklanan aşk..!Suçlu ne Tanrı ne de şeytan...

Günah sadece insana kalan.

Ne sağımdaki melek yazdı günahı; ne de solumdaki yazdı sevabı. Edebiyatçının eline düşen kalemden çıkıyor hem günahım hem de sevabım !

Ya Tanrı olmasaydı?
Ya şeytan doğmasaydı?
İşte
O zaman günahta mubahtı !


En büyük günahla başlar hayat !....Adem'in elinden düşen elma, Havva'nın dudağına değen tat...! Kim bilebilirdi ki ilk günahın onca'sına insan aklı değecek, şeytan bu günahtan ebedi hazzı duyacak!



Günah Edebiyattır, Edebiyat İnsandır.

Suç ve Ceza da Dostoyevski'nin ellerini günaha bulaştırmasına kim ses çıkartabildi ki?
Raskolnikov ! Neden ,neden diye sesleniyorum sana ? Bu yaşlı tefeci kadını, kimseye yararı olmayan, yoksulların kanını emen zararlı bir bit olarak görmek ,niye ? Büyük bir günahı, küçük bir nedenle yıkamak, asla edebiyattan günahı uzaklaştıramayacak !


Huzur Romanında Tanpınar'ın Solmaya Mahkum Ettiği Kötülük Çiçeği: Suat ( ...) Mümtaz ve Suat'ın Nuran'a olan aşkı ! Bu aşk içinde Suat'ı intihara iten Tanpınar. Mümtaz'ı sonsuz bir iç çekişmeyle baş başa bırakmadı mı?.


Ve
Nicole Jordan...Erotizmi edebiyata en uç noktalarda yaşatan ilk eseri Ahlaksız Teklif ve ardından Günah Perisi ile hayatında âşık olduğu tek adama ihanet etmek zorunda kalan Julienne.Dare Geçmişinden aşk'ı silmek,ve günaha davet diliyordu. Dare bütün edebiyat okurları gözü önünde, Julienne'i metresi olarak kazanacağını iddia ediyor. Julienne'in amacı Günah Prensi'ne diz çöktürmek. Ve edebiyatı günahsız bırakanlara acımasızca ihaneti yaşatmak, günahlarla dolu hayatını okutmaktı..


Günah, koca bir meydanda ateş. Etrafını saran bütün canlıları ısıtan, kendinden geçiren, bütün izleyici koltukları doldurabilecek kadar insanı, canlıyı besleyen büyük bir arena...Ahh mores ! Yavaş yavaş bir aldanmanın ahlakı ,Günah onu ısıtır. İçinde boş bir görüntüyü, hoş bir an'a seyirci kılar.


İşte edebiyat, işte edebiyatı ele geçiren günah. Kim günahtan kaçabilir ,kim günah işlemeden yaşayabilir ? Ve kim Edebiyatı Günahsız var edebilir ki?

Temiz bir edebiyat, günahsız; günah edebiyatsız hiç bir anlam ifade etmeyecek. Suç olmadan cezanın var olamayacağı gibi...


Edebiyat. Suç Ve Ceza'dan kaçamaz,Günahsız yaşayamaz ...

10 Temmuz 2016 2-3 dakika 51 denemesi var.
Yorumlar