Git Gidişinin Ardından

Git !
Daha fazla acıtmadan... Çünkü her bir sözün bir hançer yüreğimde, böyle kalsın bu sözler burada... Daha fazla kanatmadan git... Alıştırmadan acılara git... Ki ben korkar oldum acı çekmekten bile. Çekecek bir tarafım kalmadı ... Acıya yer yok artık dünya'mda... Sen de git...

Herkes her şeyi istediği gibi görüyor, karşısındakinin gösterdiklerine bak/a/madan... Olsun Sen de görme beni... Bil ki ; Artık Yoksun... Senin de arkandan bakıp, gidişlerini yaşayacakmışım... Oysa nasıl da inanmıştım gitmeyeceğine...Herkes kadar inandım en az.. Tek inanan sen değildin, ben daha çok inanmıştım...

Çak şimdi arkamdan yazıları... Hakaretleri, yalanları.. Yakıştır, yapıştır her yerime yalanları.. Yüzüm, gözüm ıslak içinde... Bunlar senin giderken bıraktıkların değil mi? Bu mu yalan olan? Abart hatta, beddua etsin herkes arkamdan. Aldırmıyorum. Ben zaten zoraki yaşıyorum, zoraki duruyordum burada. Tam gidecekken tutmuştun beni. Şimdi kalmam için bir neden yok bu dünya'da. Gitmek en iyisi... Ben senin gibi gitmem, Sen benden gidersin sadece, ben her şeyden giderim.. Kendimden bile giderim..
Herkes lanet okusun arkamdan. Yalancı sevgili Allah'ından bulsun. Herkes kendi günahlarını yüklesin sırtıma. Ama dokundurmam giderken. Hiçbir yerime... Tırnaklarım bile sana ait benim. Onlar bile en son sana değdiler.

Ben senin için herkes olabilirim. Ama sen benim için tek'tin, bu tekliğinle çok'tun.. her şeyi yendim yendim de sana geldim ben. Kanser'i bile yendim ben... O damarlarımın içine işleyen zehir bile yıldıramadı beni.. Ama her şey sana gelene kadardır işte.. Gücüm buraya kadar... Sana bıraktım en son kendimi...Ve olmayan gücümle çırpınmamın anlamı yok. Boşa çırpınışlar bunlar... Git demedim ben sana.. Giderim dedim... Giderim... Kendimden bile giderim. Hersey den giderim.

Yapboz muyum ben? Parçalarımın her biri bir yerde... Kırıldı tüm parçalar, ve tüm kırıklar birbirine benziyor biraz da... Nasıl bulacaksın hangi parçamın nereye ait olduğunu? Olmadı kırıldım, olmadı kırıldık... Hadi boz beni, baştan yap beni. Bu defa kırılmam belki, kırıklarımı iyice yapıştır ki aynı yerlerimden kırılmasın. Başka başka yerlerimden, başka başka kırılayım... Yine kırılacağım nasıl olsa.

Kırılmaya gücüm yok, sevilmeye bile yok. O kadar kırıldım ki severken, sevilirken. Kıracaksan eğer; Git ! Senin tarafından kırılmak en büyük kırık olur benim için. Hiç iyileşmeyen yara, hiç geçmeyen azap, hiç bitmeyen üzüntü olur. Bu hüznüm o zaman anlam bulur.
Gidersen Ağustos'un ortasında Kış'ı yaşarım. Hep donarım. Hep yanarım. Ferahlamaz hiçbir zaman yüreğim. Tüm tebessümlerim katiller tarafından öldürülür gidersen. Gidersen yanaklarım hep ıslak kalır. Hiç kurumaz, gözyaşlarım yüreğime kadar akar gidersen... Sonra boğar o damlalar beni, damlalardan Deniz olur .. Boğulurum. Ölmeye biraz daha yakınlaşır adımlarım.
Bu ağlamamı nasıl sustururum, kezzap mı döksem yaşlarıma... Yakar mı gözyaşlarımı? Yüreğime ne döksem yok olur bu yürek? Sen söyle nasıl öleyim ben? Nasıl ölmemi istersin? Fail-i belli bir Aşk'ın Fail-i Meçhul cinayetiyim ben. Fail-i'm belli... (Aşk'ım)

Yazdıklarımı, yazamadıklarımı nerede saklayayım şimdi ben? Oysa en saklımı, en gizli mi bilen sen değil miydin? Çok Aşk'a Ayrılık mı karıştı? Ben gitmek istemiyorum. Koyma beni yüreğinin uzağına, evsiz, barksız kalırım. Kimsesiz , öksüz kalırım. Bırakma beni. Eğer gidersen; ölürüm !

Kırmızı saçlarıma yüreğine doladım ben. Gidersen keserim, en başta saçlarımı, sonra da bileklerimi. Aynı renk olur her yer. Tek renk; Kırmızı olur dünya... Dünya küçülür gözlerimde... bir yaşa karışır her şey... Bir damlaya sığdırırım dünya'yı... Ve dünya'mı.. Uyuşurum sessizce... Ben daha önce de öldüm... Senden önce... Ama bu son şansım.. Kıyametim olma gel ! Gel Son'um olma ! Son'umsun zaten... Son'umu birlikte görelim... Şimdi erken, ölmeyelim !

Senden vazgeçişim; Kendimden vazgeçişim demekti. O kadar bomboş oldum ki Sen gidince; artık hayatımda ne olsa dolar bu boşluk... Dolmaz..

Nasıl bir imtihan bu Allah'ım? Buna nasıl dayanacağım? Aklımdan bir an çıkmayan O kişi, yüreğimden mi çıkacak? Konuşmalarımız, yazdıklarımız bile yetmezken, şimdi bir daha onu hiç göremeyecek miyim?

Ben sadece göğsündeki boşluğa gömülmek istemiştim. Seni tanıdıkça her şeyi siliyordum birer birer. Siliniyordum her şeye... Sana , Sen de saklı kalsam yeterdi çünkü. Öyle doldurmuştun ki Ruhum'u... Ama daha kırklamadık biz bu aşkı... Kırk gün bile olmadı daha... Kırk yıl olmadı, Gözlerimin kahvesinden içmedin mi? Kırk yılın hatırına Ben kalamadın...

Sonu yoktu yazdıklarımın, Sonu da gelmeyecekti... Gelişine yazdığım her şeyi gidişine yazıyorum artık... Bu gidiş, tüm gelişlerini öldürdü...
Sen hiç gelmemiş oldun !

Yirmi Sekiz / Dokuz Şubat İki Bin On İki (belirsiz zaman dilimi)

09 Mayıs 2012 4-5 dakika 94 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    uzun soluklu şiire benzemiş anlatınız nevin hanım kutlarım👍