Günlük (15. günden 19. güne)

15.gün
...

Hiç kalkmadı bugün, dün gece nasıl gittiğini unuttuğu yatağından. Sorularla boğuşuyordu. Hem de binlercesi ile. Yalnız kaldığında o kadar çoğalıyorlardı ki, engel olamıyordu.

16.gün
...

Bir ara tuvalete kalktı sonra da yatağa gitmek istemedi yeniden. Salona yöneldi ve yanlarına aklar düşmüş kahverengi koltuğunun yönünü pencereye çevirip oturdu. Sağ arkasında kaldı duvardaki bayat kırmızı.

17.gün

Hala aklımdasın.

Kendiyle inatlaşarak vazgeçmediği hitabından vazgeçmişti murat bugün. İki kelime yazıp bıraktığı günlüğüne... Birçok şeyi sadece sorun olarak ezgiye bağladığının çok iyi farkındaydı artık. Birçok soru sormuştu, evet hala bulduklarından daha fazlası her an çoğalarak aklından geçiyordu ama epey de cevap bulmuştu kendince. Ve çok iyi biliyordu ki ezgi artık sadece birçok problemin konu başlığı halindeydi. Ve kızdığı tek şey kendisiydi. Artık aşka haksızlığa kızmıyordu. Ama yine de durup düşünürken, geçmiş bir esintide içinin cız etmesine dayanamıyordu... evet hala aklındaydı ama artık probleminin boyutu farklılaşmıştı.

18. gün

Belki bu hallerimi biri sana anlatır ve sen belki biraz düşünür de kendine kızar, halime üzülürsün. Ah edersin belki de içinden. Ama belki de sağlam bir kahkaha koparır halime gülersin. Ama biliyor musun!! artık hiçbir önemi kalmadı. Çünkü şu an sana ancak minnettarım

Bir haftadan sonra ilk defa dışarı çıktı bu satırları yazdıktan sonra. Ve en yakında ki marketten çay, şeker, birkaç ekmek, margarin, patates ve yumurta aldı. Kapıdan eve bıraktıktan sonra aldıklarını sokağa çıktı yeniden. Güneş tepeye yaklaşıyordu. Duş aldıktan sonra yüzü hep kipir kipir olurdu hele de sakalarını tıraş etmiş ve krem sürmemişse. Yine böyleydi gülümsedi bu haline yüzünü kaşırken. Bir buçuk saat yürüdükten sonra, nasıl geldiğini bile anlamadığı Kızılay'dan 297e binerek geri dönmeye karar verdi. İnsanlarla iç içe olmaktan hiç bu kadar zevk almamıştı murat. Daha yakın, daha kalabalık yerler istiyordu. Hani 297 de hiç fena sayılmazdı bu konuda hele de öğle yemeği saatinde...
Eve geldiğinde öğleyi epey geçmişti, girişteki posta kutusuna epeydir uğramadığını fark etti; ilanlar, reklâmlar, faturalar ve bir kaçta mektup görünüyordu. Çok garip, sinir olduğu reklâm broşürlerini bile aldı. İnsanlar ve insanların yaptıklarına dair her şey çok ilgisini çeker olmuştu bugün Murat'ın.

18. gün

Gece;
Merhaba günlük
Söz veriyorum yarın sadece senle konuşacağım. Hiçbir yakarışta bulunmayacağım sana ama yakarışlarımdan bahsedebilirim. Fakat bu gün çok geç oldu uykum var...

Köklü değişimler yapmıştı murat. Çoğu zaman akıntıda parkur değiştirmek için birçok köklü değişim yapardı birden. Ve an azından bir tanesine alışırsa kare geçmiş sayardı kendisini.

19. gün

...

30 Kasım 2008 2-3 dakika 21 denemesi var.
Yorumlar