Her Nefeste Hakkı Ödenmeyecek Bir Velinimet

Zaman zaman geçiyor günler bazısına, zaman zaman olduğu yerde sayıyor bazısı, zaman zaman yeni bir gün, yeni bir umut diyor insanoğlu ve günün birinde bir insan doğuyor, bir insan ölüyor ve bazısı kendinden, nefesinden, hayatın ta kendisinden bir haber 'Yaşıyorum.' diyor. Yaşıyorum.

Sonunu hiç bilmeden tüketirken ömür yolunu en tabii hakkıyla sorguluyor: 'Kaçıncı sonunu yaşıyoruz her gece hayatın ya da kaçıncı başlangıcını yapıyoruz her sabah?'

Her gece bir daha açamama ihtimalini bile bile kapatırken gözlerini bir yerlerde; kimi gözlerinin doluluğunda, kimi kalbinin sızıntısında, kimi beyninin aydınlığında, kimi umutla, kimi mutsuzca Güneşle yüz yüze gelmeye devam ediyor.

Tüm bunların merkezinde her yaşadığı salisede, bazen unuttuğu bazense hiç hatırlamadığı o mükemmeliyetle karşılaşıyor. Anın birinde, birilerinin kulağına 'Oksijen' diye seslendiği, insanın nefes alışını sağladığı ve o olmadan asla yaşayamayacağı Oksijen bir tokat gibi iniyor insan suretine(ciğerine). Lakin bu dahi güncelin peşinden akıp giden dünyada büyük bir yüzsüzlükle hissedilemiyor.

Bu bağlamda söylenecek nice sözlerde, her baktığında ardı ardına bahaneler sunulan aynaların karşısında yine insan sorgulamaya koyuluyor kendince: Bir evde gözaltı kırışıklıklar, bir evde akan makyajlar, bir evde baş belası sivilceler, bir evde kesilmeyi bekleyen sakallar...

Her biri son durakta kesişiyor çaresizce: "Ben neden varım?"

Sen varsın, bugüne değin hiçbir karşılığını vermediğin ve hiç düşünmediğin halde sırf sadece, bencilce kendin için tükettin o mükemmeliyeti aldığın binlerce nefeste. Şimdi o aynaya öyle bir bak ki kırışıklıkların, dip boyası gelmiş saçların, uzamış sakalların, ağarmış bıyıkların bir kerecik gelmesin aklına. Bir kerecik düşün: "Oksijenin hakkını nasıl ödeyebilirim?" İster bağıra çağıra, ister utana sıkıla, ister mahcupça, ister hala yüzsüzce... Ama artık bir kerecik olsun düşün.

Oysa sen var olduğun sürece o yine hep seninle olacak ki sen bir kerecik dahi olsa onun sırtını hiç sıvazlamamış olma ihtimaline rağmen.

Oksijene duyduğum, önünde onurla, gururla eğilmemi sağlayan o büyük sevgi ve saygı ile...

Vesselam!




28/12/2011
01:44

Genç Gelişim Mart 2012 sayısında yayımlanmıştır..

29 Nisan 2012 2-3 dakika 27 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 12 yıl önce

    kutlarım...

  • 12 yıl önce

    Allahın her nimeti ayrı bir güzellik ama nefes daha da bir ayrı güzellik. O nefesi alıp da layıkı ile dışarı veremeyenler de var hastalar arasında. Bazen rastlıyorum, adamın gırtlağına delik açmışlar muhtemelen sigaradan olmuştur. İnsanın çevresinde ki olumsuzluklara bakıp her saat her dakika şükretmesi lazım. Güzel bir deneme kutlarım seni Cemre Şeyma...👍