Hiç Kimse

Biz insanlar biz gibi düşünmeyeni, bizden olmayanı, bizimle birlikte hareket etmeyeni dışlama, suçlama temayülü gösteririz. Hatta bazılarımız bu konuda inanılmaz derece acımasızdırlar. Oysaki yaşamın kendi içinde bir dengesi vardır. Hiçbir kişi, kurum, olgu ya da sistem tamamen çok kötü, ya da çok iyi değildir. Varoluş, eksi ve artı dengesi ile mevcuttur. O yüzden anlamsız karalamalardan, bölünmelerden kirlilik yaratmaktan vazgeçmeliyiz. Bilmeliyiz ki bizlerin varlığının esası dengedir.

Dünyamızın dengesinin bozulmasında, sanayi kadar, biz insanların dengesizliğinin de etkili olduğunu artık anlamamız gerekiyor. Kötü düşüncelerimiz ile etrafımıza yaydığımız olumsuz hava önce doğaya zarar veriyor. Biz ne kadar negatif isek, negatif duygu ve düşüncelerden o kadar az zarar görürüz. Bir tür aşılı olma durumu. Oysa pozitif varlıklar, masum çocuklar, dünya gezegenimiz bu negatif enerjileri çekerek pozitife dönüştürmeye çalışıyorlar, dengenin bozulmaması için. Çocuklar, hayvanlar ve doğa masumdur. Saf'tır. Saflığın doğasında menfiyeti yok etmek vardır. Söylediğiniz her çirkin sözün, ürettiğiniz her kötü düşüncenin bir enerjisi olduğunu ve bunun acısını masumların çektiğini söylemeye çalışıyorum.

Şu anda dünyamızdaki negatif düşüncelerin temizlenebilmesi için, pozitif olmalı, pozitif düşünceler üretmeliyiz. En azından pozitif ile negatif enerjilerin dengede olmasını sağlamak zorundayız. Bunun yolu da benmerkezcilikten uzaklaşma bütünün hayrına odaklanmayı gerektirir. Kimse tek değil, hepimiz kumsaldaki birer kum tanesiyiz. O kadar basit ama o kadar da önemli.

O yüzden kendimize bakmamız önemlidir. Ne düşünüyoruz, ne konuşuyoruz, attığımız her adımda, söylediğimiz her sözde varlığımızı neye borçlu olduğumuzu düşünüyor muyuz? Biz sadece yemek, barınmak ve üremek için mi var edildik. Varlığımızın sebebi bu mudur?Kaybedecek zaman kalmadı, Çok geç olmadan farkına varmalıyız.. Hepimiz kendimize, çocuklarımızın geleceğine, sevdiklerimize, gıdamızı sağlayan toprağımıza, yaşamımızın kaynağı olan su'ya neler yaptığımızı görelim. Hadi artık, bu gün Allah için ne yaptık? Kıyamete az kaldı! Demeleri mi gerekiyor bize, korkuyla harekete geçmemiz için. Bence gerek yok. Yol da karşınıza çıkan herhangi bir bebeğin, çocuğun yüzüne bakın. Bu çocuğun bizim çocuğumuz olması da gerekmiyor. Türk, Kürt, Rum, Laz, Çeçen, Gürcü olması da bir şey değiştirmez. Onlar masumdur. Ve her türlü güzellik ve iyilikler masumiyette gizlidir. Bir çocuğun doğmuş olması yeterli ona karşı sorumluluk duymamız için. İlla ki bizim çocuğumuz olması gerekmiyor.



Ülkemizi dünya ülkesinin bir kenti gibi...

Dünya insanını, saygı sevgi gösterip, uyumla yaşadığımız komşumuz gibi...

Vatan toprağımızı kıskançlıkla sevdiğimiz eşimiz gibi...

Bayrağımızı, vazgeçemediğimiz özgürlüğümüz gibi....

Değerlerimizi, evlatlarımızı koruduğumuz gibi korumayı başardığımız zaman...

Bizi hiç kimse bölemez, yok edemez!!!

12 Nisan 2009 2-3 dakika 16 denemesi var.
Yorumlar