H/içsel Çöküş

Ne istediğimi hatırlayamıyorum ben...

Sanki dilimin ucunda ve söyleyiversem kurtulacağım tüm  ızdıraplarımdan...

Geçmişe dönüp duruyorum adım adım, parça parça birleştiriyorum hatıraları, kaybolduğum yeri bulmaya çalışıyorum  kendi derinliğimde.

Tehlikeli bir yolculuk bu daldığım; derinliklerde tamamen kaybolmakta var. Yine de vazgeçmiyorum. Öyle canımı yakıyor ki bu bilinmezlik hissi "bir umut bulursam kendimi" diyorum...Bu her şeye değecek biliyorum.

Sonum kendi ellerimde mi, yoksa çoktan  benden alınmış bir hayatı mı yaşıyorum.

Bu tatminsiz, kederli, çözümsüz bedeni ne zaman sahiplendim bilemiyorum.

Artık korkunç rüyalarıma bile hasretim.Kan ter içinde uyandığım gecelerimi bile arıyorum. Sonsuz bir uykudaymışım ve hissizim gibi hissediyorum.

Canımı yakacak bir şeyler yapmalıyım.  Canımı daha çok yakmaya ikna etmeliyim kendimi. 

Gerçeklik bu yanmayla doğru  orantılı değil miydi? 

Ne kadar yanarsam, o kadar gerçeğim o zaman. 

Bu sefer de korkularım bağlıyor elimi kolumu. Gidemiyorum istedigim o saf acıya. Dizlerimin bağı çözülüyor, kalbim deli gibi atıyor, beynim uyuşuyor ve ben tam ulaşacakken kendime... 

Yine devriliveriyor bedenim tırmandığım tepeden boşluğa...

Tarifsiz bir acı doluveriyor içime.Bakıyorum sadece dizlerim kanıyor. Kocaman,devasa bir acı ama ufak tefek iki sıyrık mı karşılığı? "İnsan ölürse,böyle bir acıdan ölür" diyorum da... bedenim bana gülercesine kendini onarıp ruhumu daha çok kanatıyor. 

Sanki en büyük cezam bu...

Ne zaman bir isim vermeye kalksam acıyan yaralarıma, biri hafızamı siliveriyor, tüm kelimelerimi alıveriyor elimden. Ben öylece parmak uçlarımda birkaç damla kan...

kimim, neyim, neredeyim diye sorarken başa sarıveriyorum aştığım tüm engellerimi.

Ne manasız bir arayıştır içine düştüğüm; olduğunu asla bilmediğim bir cisme isim vermeye çalışan bir hayalci. 

Ne konuşabiliyor , ne görebiliyor , ne de bir şey biliyor...

Ne manasız bir uğraş bu içinden çıkmaya çalıştığım...

ne gidilebiliyor ne de kalınabiliyor.


03 Ocak 2020 1-2 dakika 96 denemesi var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (2)
  • 4 yıl önce

    Darılmaca yok: Dost, acı söyler ama her hâlükârda doğruyu söyler. Menekşe Ulcay'ın yerinde olsam, "deneme" türünde yoğunlaşırdım. Bu denemesi meselâ, son kertede sarsıcı ve sürükleyici. Bir o kadar da güzel.