İki Şehir

İki şehir Ankara ve İstanbul. Biri burokrasinin kalesi biri burjuvanın. İstanbul eski Osmanlı başkentti, bir yanda Avrupa bir yanda Asya olan muhteşem şehir. Yollarım kesim noktası Efsanevi Ankanın dünya'da yer beğense bulabileceği tek engin yer İstanbul. Ankara tüm deniz yollarının en uzağında karalardan bir duvar içerisinde, Anadolunun merkezinde bağrı yanık bir Anadolu şehri, Bozkırın karayağız delikanlısı şehir. Ankara devlet organının kalbi her yönden tüm yolların çıktığı başkent, Türkiye başkentine yakışan bir şehir. Anadoluda başkent olarak, bürokrasinin merkezi olarak en uygun şehir.

İstanbul o kağıt, formalite bir sürü prosedürün işlemediği aklını kullanan, paraya yön verenlerin şehri. Memurlar niye bu şehirde rahat edemezler. Tek sebep geçim şartları değildir. Bu şehrin mantığı organize bir yönetimin işlemesine terstir. En kestirme yollardan işlerini bitirmenin yollarını ararlar. Bir yerde doğrudur. Ama sadece bir yerde,geri kalan yüzlerce problemin çözümünde günü kurtarmak, geçiçi çözümler işe yaramaz. İşe yararsa metrobüs denen bir gulyabani araç ortaya çıkar ve buna halka hizmet derler. Evet tam bu İstanbul burjuvazisinin işlere çözüm bulma biçimidir. Tamamen özgür bireyseldir yapılan. Küçük bir birliktelikle büyük halk kesimlerinin faydasına olan işler küçük azınlıkların rahatına feda edilir. İstanbul'dan bakınca Ankara tüm o teşkilatları ile bu koca şehirde araki bulasın. İstanbul kendi içinde kendi mantığına uymayan bu memur milletini sindirir. Onları kendi içinde eritir.

İstanbul gerçekten dünya ölçeğinde bir şehir. Belki bu hantallığı bu vurdumduymazlığı ondandır. Ankara yönetimin merkezi şehir ama İstanbulun özel ayrılmış güvenlikli izole sitelerinde oturan kimselerin gözünde memur olmaya devam edecek patron İstanbul'dan gitmeyecektir.
(Eylül 2009)

23 Eylül 2009 1-2 dakika 14 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar