İleride “Demişti” Dersiniz

Ben size demedim mi, demekten, nefret ederim. Bu cümleyi duymaktan da bir o kadar tiksinirim! Fakat nedense son yıllarda ben de kullanmaya başladım ve kendimden nefret etme durumuna ramak kaldı, bilginize sunarım…

Her şeyin büyüğüne olan merakımız nereden kaynaklanıyor acaba? Büyük olan bazı şeyler hep başa beladır. Bakımı zordur, kontrolü zordur, takibi zordur, zorlukları yazmaya kalkarsam, yayın yönetmenim herhalde yeter, bu kadar “zoru” bir araya nasıl getirmeyi başardın diyerek, bir çıkış sergileyebilir. Neyse, orasını da geçtik işin. Büyük işler yapıyor olmanın göstergesi olan büyük yapılar ve büyük planlamalar ne zaman son bulacak?

Büyük AVM’ler, büyük ADLİYELER, büyük HAVALİMANLARI, büyük HASTANELER, büyük HAPİSHANELER, belli ki çok başarılı bir saha çalışması sonucu ortaya koyamıyor ve koyamayacak!

Artık şu büyük yapma saplantısından bir vazgeçin!

Bunlar Ortadoğu’nun petrol zengini sünepe prenslikleri ve ABD gibi aslında hiçbir geçmişi olmayan gösteriş meraklısı ülkelerin böbürlenme şeysi!

Her şeyin küçüğü daha sevimli değil midir? Çocuğun bile, küçüğünü daha çok sevmez miyiz, elbette büyüdüğü zamanlarda severiz ama küçükken bir başka olurlar, bunu kabul edelim. Durum böyleyken bu büyüklük merakı nedir? Bu ülkenin atalarının üç kıtaya hükmettiği dönemdeki yaptıklarına bir bakın, hiçbir abartı göremezsiniz. Sadece mabetlerde rastlanabilir fakat bu günkü yapıları gördüğünüzde onlar devede kulak kalır! 

Bu ülke tarihi, alçak gönüllülük ve samimiyet ilkesine dayanır. Her konuda samimiyet bize artı değer katmıştır ve katmaya devam edecektir.

Büyük yapılarla caka satmaya çalışmak! Nereden bulaştı paçamıza acaba? Ben yapmayalım, yapılmasın demiyorum, elbette ki yapılsın yapılmalıdır da fakat abartmaya hiç gerek yok. Hele ki şu son zamanlarda virüstür, güvenliktir, kontroldür, fazlaca riskli durumlar ortaya çıkmıyor mu? Birçok insan mecburen bir araya geliyor, riski yükseltmiyor mu?

Küçük ve ihtiyacı karşılayacak yapılar ve hatta ihtiyaç olduğu kadar sayı olarak çok da olabilir ona da bir lafım olmaz fakat ihtiyaç olduğu kadar. Hepsi bu, yani kimse çok büyük kapılı yerlerden girince kaliteli bir avukat veya hâkim, savcı olmaz, kimse daha sükseli bir vatandaş olmaz, yanlış mıyım?

İstanbul’u filan da daha da büyütmeye çalışmayalım mesela, azıcık akıl, birazcık mantık yürütelim. Önümüzdeki zaman gösteriyor ki gelecek günler büyük belalara gebe!

Evler, arabalar çoğalıyor, güzelleşiyor, her şeyin büyüğü ve çoğuna meraklı bir toplum mühendisliği oynanıyor, oysa eskiden her şey az, insanlık ne kadar da çoktu!

İleride “demişti” dersiniz.