Kabir Üsük

***
Bu hikaye taa kırk yıl önce yazılmalıydı.Yazamadım!..Sebebini ben de bilemiyorum.
Neden?..
***
İlk okula daha yeni başlamıştım.Zaten köyümüze de okul yeni açılmıştı.Okula erken yazılmış,beş buçuk yaşında bir çocuktum.Okula gidip gelirken duvar diplerinde sohbet eden köylüleri dinlerdim.Daha çocuktum işte..Bir gün herkesin neşeli neşeli konuştuklarını duydum;
---Ulaa!..Kabir Üsük Hacı Ford almış.Yakında köye getirecekmiş...Şükürler olsun bizim de bir binitimiz olacak.
Binit dedikleri kamyondu.Askeriye bozması forddu.İnsanlar daha gelmeden adını bile koymuşlardı.'Hacı Ford!'Mübarek sanki hac'dan geliyordu.
Kabir Üsük iyi bir şofördü.Ankara'da uzun yıllar çalışmış,biriktirdiği para ile bir kamyon almıştı.Şimdi o kamyonu köye getirecekti.Köylüde en az Kabir Üsük ve Ailesi kadar sevinçliydi.Artık bir binitleri olacak,onunla yük taşınacak,şehre gidilecekti.Herkes dört gözle gelmesini bekliyordu.
Oğlu Halil arkadaşımdı.Hem ilk okulda hem de orta okulda birlikte okuyorduk.
Kabir Üsük dünya görmüş adamdı.Eli açık,çok cömertti.Öyle kimsenin üçüne beşine bakmaz ne verirlerse razı olur,şükrederdi.Yukarda Allah var,orta okula giderken çok faydasını gördük.Benim asıl anlatacağım hikaye, yaşanmış ve Kabir Üsüğün ne kadar iyilik sever ve hoşgörü sahibi biri olduğu olaydır.Olay bire bir yaşanmış,ancak bayanın ismi bilerek değiştirilmiştir.Diğerleri aynıyla vakidir.
Bizim köyde her bahar geldiğinde Köhne'ye (Sorgun Hamamı) hamama gidilir.O bahar geldiğinde yine Köhne'ye hamama gitmeye karar verilmiş.Köylüler yediden yetmişe hamama gitmek için can atıyor ama parası olanlar gidecek.Köylü o yıllar fakir.Köyü sık sık dolu vuruyor.Pancardan ne gelirse o..Bekçi herkese duyurdu.Tellal köy meydanında bağırdı.Gidecekler isimlerini bildirdi.Hazırlıklar yapıldı.Nihayet beklenen gün geldi.Gidecekler yiyecek,içeceklerini alarak sabahın köründe kamyona doldular.Kamyon büyük bir gürültüyle çalıştı.Yola çıktılar.Biz de yataklarımızdan çıktık,imrenerek gidenlere baktık.'Keşke bizde gidebilsek! 'Diye iç geçirdik.
Hamama gidenlerin içinde çok fakir olan Döndü Aba'da vardı.Bizde çoluk-çocuk sahibi kadınlara 'Aba!'denir.
Köhne'ye varmışlar.Yüklerini yerleştirmişler.Şehir hamama uzak.Kabir Üsük köylülerin Pazar ihtiyaçlarını almak için çarşıya gidecek.
---Komşular,demiş.Kimler ne aldıracaksa ona göre parasını versin,alacaklarını söylesin gidip alayım.
Herkes bir şeyler ısmarlamış.Sıra Döndü Aba'ya gelmiş.Elinde topu topu bir lirası varmış.Onu Kabir Üsüğe uzatmış;
---Hüseyin Ağa şu parayı al...Bana iki ekmek,yarım kilo et,bir kilo domates al.Üstünü de getir haa!Demiş.
Rahmetli Kabir Üsük(Allah rahmet eylesin!)bir verilen paraya bir de yapılan siparişe bakmış!..
Anlamış ki,kadıncağızın dünyadan haberi yok.Sadece et o zaman beş liradır.Ekmek tanesi yirmi beş kuruş,domates turfanda kilosu üç lira...
--- Peki Döndü Hanım,demiş.Alayım.Üstünü de getiririm.
Gitmiş.Sorgun çarşısından her isteği almış.Döndü Aba'nın dediklerini de aynen almış.Köhne'ye dönmüş.Herkesin siparişlerini tek tek vermiş.Sıra Döndü Aba'ya gelmiş;
---Şu iki ekmeğin, şu yarım kilo etin,şu bir kilo domatesin, şu da paranın üstü,demiş.Ve elli kuruşunu geri vermiş.
Döndü Aba;
--Vıy Anam, demiş.Bu Sorgun'da ne kadar ucuzmuş?..
Kabir Üsük bakmış,bakmış ve gülmüş;
---Tabii, demiş.Bir daha Kabir Üsük gibi bir enayi bulursan Sorgun ucuz olur!
Allah ondan razı olsun.Kabir Üsüğün böyle yaşanmış o kadar çok hikayesi var ki?Hemen hemen büyük kısmını bize anlatmıştı.Girişte de dediğim gibi bunların taa yıllar önce yazılması gerekti.Ama kısmet bu güneymiş.Bakarsınız ilerde böyle daha birkaç hikayesinide yazarız!

04 Ocak 2014 3-4 dakika 115 denemesi var.
Yorumlar